Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, kendisi hakkındaki cumhurbaşkanlığı adaylığı tartışmalarına ilişkin "Aday gösterilmek, isminin geçmesi bile insanın çok hoşuna giden olay. Onun haricinde böyle bir hedefim gerçekten yok" dedi.
"İyi bir belediye başkanı olmak istiyorum" ifadesini kullanan Yavaş "Halkın gönlüne parayla pulla giremezsiniz. Geçen gün bir teyzeyi konuşturuyorlar, 'ben onu seviyorum' diyor" açıklamasında bulundu.
Habertürk'te Fatih Altaylı'nın sorularını yanıtlayan Yavaş, belediyede yaşanan makam aracı tartışmasına ilişkin "Sekreterler dahil herkese makam arabası verilmiş. Bazı daire başkanlarına mülkiyeti onlarda olan makam araçları vardır. Hepsini sattırdım. 6 milyon gelir elde ettirdim. Şu anda en lüks aracımız Megane. Ben de örnek olayım diye 2012 model minibüse biniyorum" dedi.
Yavaş, belediye iştiraki şirketlere atama yapmasının önüne geçilmeye çalışmasına dair "Zorladılar hukuku. Önce benim lehime çıkacak kararı aleyhime çıkarttılar. Kanunda açık hüküm var, zorlamayın. Kanunu değiştirirsiniz kimse bir şey diyemez. Sayıştay İstanbul Belediyesi'ni denetlemiş. 'Şirketlere yönetici atama yetkisi belediye başkanı olduğu şüphesizdir' diyor. Atamaları yaptık. Ancak bu Türkiye'ye, hukuk sistemine maalesef çok zarar verdi. Hukuğu da zorlamamak lazım" açıklamasında bulundu.
"Her tarafları heykelle doğru"
Yavaş, yüzlerce milyon dolarlık maliyetine karşın kullanıma açılamayan AnkaPark'a ilişkin de konuşurken, şu ifadeleri kullandı:
"Zaman zaman kamuoyunda oradaki oyuncakları, dinozorları niye çalıştırmıyorsun deniyor. Biz henüz teslim alamadık. Orası 1200 dönüm, yanında 1000 dönüm eski hayvanat bahçesi var. Evcil hayvanların bulunduğu, evcil olmayan yırtıcı hayvanların birebir animasyonlarının yapıldığı bir hayvanat bahçesini planlıyoruz. Üzüldüğümüz şu; hayvanat bahçesinin içerisinde çok sayıda heykeller var, Çin'den getirilme. İsteyen belediye varsa hibe etmeye hazırım. Toplam 1 milyar 323 milyon lira harcanmış bunlara. Ondan sonra heykel belediyeciliği diyorlar, her tarafları heykelle doğru. Alabilirsek hayvanat bahçesiyle beraber işletebileceğiz. Günlük 50-100 bin kişinin ziyaret ettiği alanlar olacak."
Altaylı'nın soruları ve Yavaş'ın yanıtlarından öne çıkan satır başları şöyle:
Fatih Altaylı: Korona vakaları yeniden patladı. Ankara bir ara çok kötüydü, sonra toparladı. Şimdi Ankara'da durum ne? Belediye olarak korona ile mücadelede özel bir şey yapıyor musunuz?
Mansur Yavaş: Birlikte yapıyoruz. Belediye olarak taksilerde şoför koruma kabinleri yaptık. Otobüslerimizde de aynı şekilde korumalar var. Otobüs şirketimiz EGO zarar ediyor. Zaten otobüs sayımız az. Karar alıyoruz, yarısını bindireceğiz diyoruz. Zarar artıyor, ancak katlanıyoruz. Otobüs almadan geçince vatandaş şikayet ediyor. Bir ara birçok insan 'koronaya inanmıyorum' diyordu. Vefat sayısı artınca insanlar korkudan tedbir almaya başladılar. Evlerde kısıtlı kalmanın da bir süresi var. Şu anda maalesef üçüncü dalgayı yaşıyoruz. Belediyemizde maalesef 11 vefat var. 30 binin üzerinde çalışanımız var. Birkaç ay önce vakalar 2 binin üzerindeydi. Mümkün olduğu kadar en az çalışma, evden çalışabileceklerin gelmesini istemiyoruz. Vatandaşımızın da gelmesini istemiyoruz. HES kodu olmadan almıyoruz. Kim dezenfektan isterse gönderiyoruz. Biraz da tabii ki hükümetin yerel yönetimlerle yan yana gelmesi lazım. Toplantılar yapması lazım. Bence yeniden sert tedbirler almamız gerekiyor.
Altaylı: Belli merkezlerde konteynerler koymuştunuz. Ateş ölçümü ve bazı testler yapıyordunuz. Sonra niye kapattınız?
Yavaş: İzin verilmedi, 'bu pandemi hastanelerin görevi' dediler. Halbuki biz ateşi ölçüyorduk. Aradan zaman geçti. Daha sonra heryerde herkesi ölçmeye başladık. Ben yine de işbirliği yapılarak işin önünün alınacağını düşünüyorum.
Altaylı: Gerek siz gerek İzmir'in yardım kampanyaları vardı. Oradaki toplanan paralar ne oldu?
Yavaş: Toplanan paralar devlette, bekliyor. Bizim yardım topladığımız hesap belediyenin kendi hesabı. O günlerde sayın İçişleri Bakanı 'Birisi belediyeye parayı yatırırsa karışamayız' dedi. Sonuçta yargının olumlu karar vereceğini düşünüyorum. 3,5 milyon civarında vatandaşın parası var. Hesaplar donduruldu. Bugün bir kampanya başlattık. Madem siz bizim bu şekilde yardım yapmanızı istemiyorsunuz. Bir elin diğer eli görmeyeceği şekilde insanlar arasında dayanışma yaptık. Bizler yardım isteyenleri yayınlıyoruz. Daha sonra mesajlaşma sistemiyle hesabına 500 TL'yi yatırabiliyor. Kimse kimseyi görmüyor. Bazen bankadan parayı alan insan telefon numarasını görüp teşekkür ediyor. Şu ana kadar bu yardımlarda 500 bini aştık. 335 bin aileye gıda desteğinde bulunmuştuk. Maddi destekler, yakıt desteği var. Bizden tablet isteniyor. Okuyan çocuklara üç boyunca internet yüklettik. Ankara'nın köylerine internet götürdük. Okullarda, camilerin uygun yerlerine interneti verdik. Çocuklara belli mesafelerde o internet erişiminden yararlanmalarını sağladık. Korona olanlar dışarı çıkamıyordu. Yemek yapamayanlara düzenli yemek gönderdik 15 bin civarında. 77 bin kişinin su faturası ödendi. Ankarakart'a para yükledik. Bilgisayar yardımları yapıldı. Herkese ulaşmaya çalıştık. Gerçekten Ankara halkı bu konuda güvenli. Kimse kimseyi görmeden birbirine yardım yapıyor. Bakkal veresiye defteri kapatılması da çok tuttu. İnsanlar Çukurambar'dan kalkıp tanımadıkları yörelerde bakkallarda defteri kapatmaya yöneldiler. Ankara'da insanların birbirini tanımasa da zor dönemde biraraya gelebildiğini gördük. Şimdi ikinci kampanyaya başladık. Salgın çok hızlı artıyor. Bulaşma riski çok çok artında yeni tedbirleri almaya başladık. Geçen yıl 1-2 milyarlık ihaleyi erteledik. İnsanlar salgın varken, işlerini kaybetmişken bunları daha sonra da yapabiliriz. Dayanışmanın içerisinde ilk önce Ankara'daki marketlerin birçoğunu çağırdık, listelerini internetten yükledik. Terzilerin hepsi kapatılmıştı. 300 kadar terziyi organize edip sürekli maske diktirdik. Hala talepler geliyor, elden geldiği kadar yetiştirmeye çalışıyoruz. Ankara'da yoksulluğun envanterini çıkarıyoruz. İnsanlara paket dağıtma değil de kart sistemine geçiyoruz. Kartlar gecikince marketlerin kartlarını ihale yaptık. Bir firmanın kartını dağıttık. En fazla ne sattınız diye sorduğumuzda çikolota sattıklarını söylediler. Bunları tespit etmemize yaradı. Halk ekmek üç çeşitlik koli çıkardı. Artık birer kutuluk hibe çikolata göndereceğiz.
Altaylı: Seçim vaadlerinizden bir tanesi Ankara'da su fiyatlarını aşağıya çekmekti. Siz gelmeden aşağıya çekildi? Hala aynı fiyat mı?
Yavaş: Evet hala aynı fiyat. Köylerde daha indirimli fiyat uyguluyoruz. Ben Çamlıdere Barajı'na güneş enerji istiyordum ama yasayla bunlar yasaklandı. Tam gerekçesini hatırlamıyorum. Oradan ürettiğimiz enerji ile yoksul ailelere ücretsiz verecektik. Maalesef onu da yapamıyoruz. Yine yoksul ailelere su parasını tonu 1 liradan verecektik. 4 aydır Meclis'te erteleniyor. Yaptığımız hesaplamalarda 3 yıllık kuraklık olacağı öngörülüyordu. Suyun inanılmaz bir yanlış kullanımı var. Bunu Bakanlık da sürekli açıklıyor. Zam kastımız yok. Şöyle de bir gerçek var. Bugün yine doğalgaza zam geldi. İki yıldır işçi ücretleri arttı mı? Çok sayıda hobi bahçesi var. Ufacık bir bahçeye vahşi bir şekilde suyu basıyor. Ankara'da şu anda su sıkıntısı yok. Suyun maliyet artı yüzde 5-10 farkla verilmesi lazım. Biz adaylığımız zamanında muhalefet etmeseydik su bugün Ankara'da 10.32 lira olacaktı. 4 milyar Ankaralının cebinde kaldı. Eski yönetim kaç yıldır bu şekilde pahalı su sattı. Peki ne yaptı bu paraları? Gitti başka işlere yatırdı. Helikopter aldılar, hayali işler yaptılar. 210 köyün kanalı açıktan akıyor. Burası Başkent. Bu tür yatırımlarda öncelikle insanların sağlığı önemli. Bir de yaptığınız işten kaç kişi istifade edecek. Kavşak yapıyorsak en fazla eziyet çekilen yer neresi oraya. Polatlı'nın su hikayesi akıl alır gibi değil. 550 milyon liraya ihale ettik. O harcanan paralarla 50 defa yapılırdı. İnşallah Polatlı'yı susuzluktan kurtaracağız. Oradan 1,5 milyon kişi istifade ediyor. Kademeli fiyatlandırma hem adil bir şey. Bahçenize domates ekip de akıl almaz şekilde suyu kullanıyorsanız bedelini ödersiniz. Hobi bahçeleriyle ilgili yasal düzenlemeler yapıldı. Çevre Bakanlığı bunlara karşı.
Altaylı: 58 kilemotrelik metro hedefine ulaşmanın neresindesiniz?
Yavaş: Yönetime geldiğimizde nerelerin metrosunu yapabileceğini sorduk. Zaten metroları devlete yıkmışlar. Ankara Büyükşehir Belediyesi metro yapma hakkını Ulaştırma Bakanlığı'na tümüyle devretmiş. Biz Keçiören'den Havaalanı'na yapacağız diye bize izin vermediler. Biz sadece 800 metre kadar Söğütözü'ne giden bir de Mamak yapabilirsiniz dendi. Sadece Mamak'ı verdiler, 7.8 kilometre. Şu anda proje hazırlanıyor. Proje ihalesini yaptık. Proje yapılınca bakanlığa gidilecek, ÇED raporu alacak. Bana kalırsa göre sürem bitmeden hepsini bitirmeyi düşünüyorum. Bu hızla gidersek 2-3 tane istasyonu ancak yapabiliriz. Şu anda sondajlar vuruluyor. Bu arada kredi görüşmelerine devam ediyoruz. Niye izin verilmiyor? Tam gerekçesini bilemiyorum. Gökçek döneminde yapılamayan Keçiören ve Çayyolu projesini Ulaştırma Bakanlığı bitirdi. Bunların sözleşmesi yapılırken, demişler ki, metroyu Ulaştırma Bakanlığı yapsın, aldığı paradan belli bir oranla borç olarak ödesin. Bu eski dönemde 235 yıl sürüyor.
Altaylı: Taksicilere tablet verecektiniz...
Yavaş: Taksiciler Odası karşı çıkıyor. Kendilerine göre gerekçeleri var. Taksimetrelerden ayarlama parası alıyor oda. Biz bunu internet üzerinden yapacağız. Gelirinden vazgeçmek istemiyor. Taksiciler bu yaz görüştüm. UBER gibi çalışacak aslında. Biz size bir program yapacağız dedik. Evden arayacaklar en yakın taksiciyi çağıracaklar. Olmaz dediler. 30-40 yıldır buradayız, bizim özel müşterilerimiz var. Evinden arıyor, şu şoförü çağırıyorlar dedi. Biz de yazılımı ona göre düzenleriz dedik. Bunu bir şekilde mutlaka yapacağız.
Altaylı: Makam araçlarını azaltmak ve çakarların sökülmesi sözü vardı. Minibüsünüz ne kadar lüks? Kaç makam arabası var? Çakarlar söküldü mü?
Yavaş: Sekreterler dahil herkese makam arabası verilmiş. Bazı daire başkanlarına mülkiyeti onlarda olan makam araçları vardır. Hepsini sattırdım. 6 milyon gelir elde ettirdim. Şu anda en lüks aracımız Megane. Ben de örnek olayım diye 2012 model minibüse biniyorum. Belediyede Vakıfbank'ın tahsis ettiği Mercedes var bir tane de eski dönemden kalma 500 Mercedes var, konukları onunla aldırıyorum. Şu ana kadar geçen Bodrum'a gittim, üç ayda 3 bin 300 kilometre kullandım. Sadece havaalanına gidiyorum. Onun haricinde kullanmıyorum. Ben minibüse biniyorum ki, daire başkanlarımız lüks araba peşinde koşmasın.
Çakarları kaldırdık. Biz devlet memuruyuz. Ne özelliğimiz var? Maaşımızı alıyoruz. Milletin önüne geçmek için ne aciliyetimiz var? Zabıtanın, itfaiyenin, polisin olabilir. Örnek olması için ne kadar çakar var hepsini kaldırdık. Benden gizli yapan varsa bilmiyorum. Bu konuda genelge yayınladık.
Altaylı: Gündelikçi kadınlara ulaşım kartı vereceğim demiştiniz?
Yavaş: Otobüslerde optimizasyon yaptırıyorum. 600 milyon zararımız var. Pandemi nedeniyle sübvanse ettik. Ben onları ücretsiz getirmek, bir de erken saatlerde halk otobüsü koyup bunları ücretsiz taşımak. Hala o fikrim devam ediyor. Evlerde temizliğe yardıma gidenlerin pandemi döneminde gidemeyeceğini görünce onlara da mesaj atmak suretiyle nakdi yardımda bulunduk. En son anket yaptırdık, hangi semtten geldiğini, saat kaçta otobüse bindiği üzere. Hazırlıklarımız devam ediyor.
Altaylı: Öğrenci evlerine indirimli su.
Yavaş: Onu da yaptık. Ankara'da tüm hemşehrilerime sesleneceğim. Bankanızla anlaşın, bizim Başkentkartı kullanın. Yüzde 95'i kesinti belediye kalacak. Herkes kendi bankasıyla anlaşsın diye konuşuyoruz. Bankalar şu anda karşılar. Herhalde BDDK'da düzenleme olacak. İsteyene kartı vereceğiz. Tarım için Başkentkartı çiftçilere de vereceğiz.
Altaylı: Belediye otobüslerinin elektrik enerjisine geçmesiyle ilgili projeniz vardı...
Yavaş: Eski bir otobüs modelini dönüştürdük. Yurt dışından testlerden geçtik. Sanayi Bakanlığı evet dediği andan itibaren 400 eski otobüsümüz var dönüştürülecek. Elektrikli olacak. Hem kendi belediyemizin hem de başka belediyelerin otobüslerini para karşılığında dönüştüreceğiz. Yurt dışına açılmayı düşünüyoruz. TSE'ye başvuruyu yaptık.
Altaylı: Belediye konservatuvarı kuracaktınız?
Yavaş: Araya pandemi kaldı. Hacettepe'nin bir orkestrası var. Onlarla görüşüyoruz.
Altaylı: Her semte kütüphane...
Yavaş: Yapamadık, projeleri hazırlanıyor. Belediyenin yapması için kendi arazisi olması lazım. Yenimahalle ve Batıkent'te birer tane kütüphane yapılacak.
Altaylı: Zihinsel Engelliler Yaşam Köyü...
Yavaş: Bununla ilgili çalışmamız sürüyor, otel gibi kullanacak şekilde projelendiriyoruz. Seneye yapmış oluruz. Evinde rahatsız birisi varsa sabah bırakıp akşam alabilecek. Belediye bizden önceki dönemde evlerde yaşlılara temizlik yardımına gidiyordu. Şöyle bir öneri geldi. Ankara'da eski belediye başkanının oğlu. Yaşlı insanlar var, varlıklı, birçoğunun çocuğu Ankara dışında. Ücreti mukabilinde bunlara yardımcı olalım. Eczaneden ilaçlarını alalım, kitap okuyalım, parka çıkaralım. Bunu da projelendiriyoruz. Burada atanamayan öğretmenleri düşünüyoruz. Kamuoyuna henüz duyurmadık, ilk defa burada duyuruyoruz.
Altaylı: Evde çalışmak isteyen kadınlara evde üretime destek projeniz vardı...
Yavaş: Kooperatifler kurduruyoruz. Aşağı yukarı 15 milyon liralık alım yaptırdık. Bizim insanımız önce birilerini görüp arkasından ben de yaparım diye gidiyor. Başkent marketleri için üretiyorlar. Bunu geliştireceğiz inşallah.
Altaylı: Ucuz sağlıklı güvenilir gıda temin edilecek halk marketleri
Yavaş: 5 tane açtık. Fiyatlar düşük. Geçen sene kuyruk vardı ette. Eti ucuz satıyoruz. Şu anda Aydın Belediyesi bunu çok güzel yapıyor. Gidip inceleyeceğiz. Bala Haymana, Çubuk'ta yapacağız.
Altaylı: İngilizce eğitim köyü.
Yavaş: Henüz kuramadık. Kıbrısçık Belediyesi yapmış. 15 kadar bungalov ev varmış. Bunu Çubuk'ta yapma durumumuz var. Annesiyle beraber gelecek çocuk, piknik yapar gibi. Sadece İngilizce konuşulan köyler.
Altaylı: Ulus ve Kızılay'ın yeniden projelendirilmesi. Ulus'ta trafiğe yer altına alma gibi niyetiniz vardı.
Yavaş: Bu proje sayın Kılıçdaroğlu döneminde çalışılmış. Geçen Çevre Bakanı ile yaptığımız görüşmede onların da çalışmaları olduğunu öğrendik. 20'nin üzerinde Ankara'da imar yapan kuruluş var. Hiç haberiniz olmuyor. Bize bazen bildiriyorlar, proje askıya çıkıyor. Halbuki daha koordine olabilsek bu işleri güzel yapabiliriz. Şu anda elektrikli otobüse dönüştüren firmamız lastikli tramvay yapıyor. Veteriner fakültesinden Kuğulu'ya kadar tüm cepheler değiştirilecek. Çirkin tabelaların hepsi kalkıyor. Kent Konseyi vatandaşlarla görüşerek Ankara'ya has tabela sistemi çalışıyor. Seneye bitirmiş oluruz. Ulus'tan Kızılay'a bir düzenleme sözkonusu. Orada otobüs ve taksilerin girebileceği, bisikletlilerin gezdiği haftada bir iki gün trafik olmadan insanların rahatça gezebilecekleri alan olsun istiyoruz. Cumartesi-pazar orada trafik yok. İmza kampanyası yapıyoruz. Şehir yaşanan bir yer. Atatürk'ün Ankara'ya gelişinin 100. yılında güzel bir kutlama yaptık. Baktığınız zaman şehirlerin kendisine has özelliklerinin olması lazım. Caddelerimizin otobana döndü. İstasyon caddesi bildiğiniz gibi değil. Buralarda çok sayıda insan ölüyordu. Buraları tamamlayacağız. Turan Güneş'in ihalesini yaptık. Oradaki vatandaş üstten geçiyordu, istemiyoruz dedi, vazgeçtik. Herhalde artık kavşak yapmayız. Çünkü her yaptığınız kavşak bir sonrakini doğuruyor.
Altaylı: Bakanlarla aranız nasıl? Merkezi hükümetle büyükşehirler arasında sıkıntı olduğunu hep gördük. Cumhurbaşkanlığı ile aranız nasıl? Bakanlarla işiniz olmak zorunda. Nasıl yürüyor işler?
Yavaş: Benim kimseyle sorunum yok. Kimseyle küs olma hakkım yok. Bakıyorum kim bana nasıl yaklaşıyorsa ben de ona göre yaklaşıyorum. Yazılı olarak talebimi iletiyorum. Yaparsa eyvallah, Allah razı olsun. Yapmazsa Ankara halkına eziyet etmiş olur, onun vebali de ona yeter. Oy vermeyenleri üzmeyeceğiz demiştik. Sayın Cumhurbaşkanı ile görüştüm. Ankara'nın 22 acil problemini anlattım. Bunların yüzde 50'den fazlası çözüldü. Ne oldu? Ankara kazandı. Benim önceliklerim belli. Musluktan herkesin suyu akacak. İlçelerin hepsine oraya has istihdam yaratan tesis yapalım. Belediye başkanlarına sesleniyorum. Kimseden çıt yok. Gelin siz bana yol gösterin temeli beraber atalım diyorum. Benden bir şey isteyen hiçbir belediye başkanını geri çevirmiş değilim.
Bu proje sayın Karayalçın döneminde çalışılmış. Geçen Çevre Bakanı ile yaptığımız görüşmede onların da çalışmaları olduğunu öğrendik. 20'nin üzerinde Ankara'da imar yapan kuruluş var. Hiç haberiniz olmuyor. Bize bazen bildiriyorlar, proje askıya çıkıyor. Halbuki daha koordine olabilsek bu işleri güzel yapabiliriz. Şu anda elektrikli otobüse dönüştüren firmamız lastikli tramvay yapıyor. Veteriner fakültesinden Kuğulu'ya kadar tüm cepheler değiştirilecek. Çirkin tabelaların hepsi kalkıyor. Kent Konseyi vatandaşlarla görüşerek Ankara'ya has tabela sistemi çalışıyor. Seneye bitirmiş oluruz. Ulus'tan Kızılay'a bir düzenleme sözkonusu. Orada otobüs ve taksilerin girebileceği, bisikletlilerin gezdiği haftada bir iki gün trafik olmadan insanların rahatça gezebilecekleri alan olsun istiyoruz. Cumartesi-pazar orada trafik yok. İmza kampanyası yapıyoruz. Şehir yaşanan bir yer. Atatürk'ün Ankara'ya gelişinin 100. yılında güzel bir kutlama yaptık. Baktığınız zaman şehirlerin kendisine has özelliklerinin olması lazım. Caddelerimizin otobana döndü. İstasyon caddesi bildiğiniz gibi değil. Buralarda çok sayıda insan ölüyordu. Buraları tamamlayacağız. Turan Güneş'in ihalesini yaptık. Oradaki vatandaş üstten geçiyordu, istemiyoruz dedi, vazgeçtik. Herhalde artık kavşak yapmayız. Çünkü her yaptığınız kavşak bir sonrakini doğuruyor.
Kademeli su uygulamasını bir an önce hayata geçirmemiz lazım. Yüzde 15 kesim var yüzde 52'sini kullanıyor. Buradaki fark yüzde 15'e yöneliktir. ASKİ'nin şöyle bir uygulaması var. Arıtmada iyileştirmeler yaptık. ASKİ günlük raporunu yayınlıyor. Halk Sağlığı Laboratuvarı da yayınlıyor. Arzu eden vatandaşlarımız Ankara'nın suyu hakkında nasıl çalışma yapıldığını öğrenmek için İvedik'teki tesisleri görebilirler.
Altaylı: Yesilinbaskenti.com diye bir site kurdunuz. Ankara'da yeşil üzerinden çok ciddi zarar var. Bu konuda Ankara dolandırıldı demiştiniz...
Yavaş: Bizim şirketlerimiz Sakarya'ya, İzmir'e gittiler. 70 kuruşluk 1 liralık çalı bitkisine 6 liradan fatura kestirdiler. Bunu mahkemeye verdik. Ankara'nın civarında özellikle yerli çiçekçilerle görüştü. Bitkileri Ankara civarından almayı planlıyoruz. Çılgın projemiz yok, en büyük projemiz Ankara halkını zengin etmek. Şu anda gelen ağacın bedeli 50 bin lira. Bunları niye ödeyelim yurt dışına? Bunar şişirme fiyatlar. Yolların kenarlarına saksısıyla dikmişler. Bunları zaman zaman kazıyoruz. Bu para Ankara halkına geri dönecek. İthalatı tümden yasakladık. Ankara'nın iklimine uygun bitkileri burada üreteceğiz. Çevre Başkanlığımız bu konuda uzmanlarla görüştü. Şu anda lavanta üretiyoruz. Daha az su tüketen şeyler. Kuru peyzaja döneceğiz. Şimdi refüjlerde bitki var. Avrupa'da hiçbir yerde yok. Onun yerine yanlara dikelim. Yolların sağına ve soluna dikelim ille dikeceksek. Çim müthiş bir şekilde su tüketiyor. Yaklaşık 40 küsur prestij parkımız var. Oraların hepsine yağmur hasadı yapacak tesisi kuruyoruz, yağmur sularını toplayacak.
Altaylı: Bir mail gelmiş, Ankara'da ücretsiz yol yardımı vaadinden bahsediyor.
Yavaş: Saat 07.00-09.00 arası arıza yapılan yerlerde çekiciler ücretsiz yapıyor.
Altaylı: Atamalarınız engellendi. Belediye şirketlerine yönetici atayamadınız.Borçlanma yetkiniz kısıtlandı. Bu sorunlar çözüldü mü?
Yavaş: Biz seçildik geldik. Muhalefet üyeleri bizden şunu istedi. Polatlılar önce su getirin dediler. Eyvallah dedik. Kredi verin denilince red edildi. Sonradan kredi çıktı ama 1 yıl sonra çıktı. İstasyon caddesine yeni başlayabildik. Polatlı'nın su işine 1 yıl önce başlayabilirdik. İlçe belediyelerinden olup da kredi çekmeyen bir belediye var. Bizim seçilmiş belediye başkanına karşı tavırları hiç hoş değil. Ankara halkını cezalandıramazlar. Benim rakibim seçimlerden önce belediyeye borçla başlayacaksınız diyordu. İlk aydan itibaren maaş ödeyemezsiniz dedi. Şimdiye kadar 1 kuruş çalışanımızın alacağı yok. Memurlarımıza ikramiye destek primleri verdik. Gayet güzel yönetiyoruz belediyeyi. İşçilerin hiçbiri maça, siyasi parti toplantısına getirilmiyor. Seçildiğim ay sendika genelgesi yayınladım. Kimse kimsenin sendikasına karışmayacak dedim. Özgürce herkes kendi sendikasını seçiyor. 3 milyar lirayı nereye harcadık? Harcanan para nedir? Mansur Yavaş ne kadar kredi çekmiş peki? Kredi çekme iznini aldım ama kullanmadım. 1,5-2 ay önce bütçe konuşmasında 1 kuruş kredi kullanmadığımı belirttim. Açık ihale yapıyoruz. 1250 tane ihalemiz Youtube'da var. İsteyen hangi ihaleye bakmak istiyorsa bakabiliyor.
Bizim davetiye ile yaptıklarımız da canlı yayında yayınlanacak dedik. Yayınlanmayan hakkında 7-8 teftiş olacak. Geldiğimizde 11 milyar TL borcumuz vardı. 2 milyar 235 milyon eski dönemin borcunu ödedik. Rutin hizmetleri kredi almadan gerçekleştirdik. Denetim komisyonunda çoğunluk sizde, ne yaptığımızı biliyorsunuz. Bütçeyi hazırlarken 550 kuruluşa yazı yazdık. Tamamı web sayfamızda yayınlanıyor. Normal vatandaş ödediği paraların nerelere harcandığını tıkır tıkır görüyor. Bundan dolayı şeffaflık ödülü aldık. Bu arada projelerimiz için kredi almamız lazım. Yabancı kuruluşlar hemen vermiyorlar. Uluslararası derecelendirme kuruluşu Fitch kredibilitesi en yüksek belediye olarak ilan edildik. Biz ayağımızı yorganımıza göre uzatmak zorundayız. Ben şatafattan uzak her şeyi şeffaf idare ediyorum. Ben kendi paramı harcamıyorum, halkın parasını açık, şeffaf herkesin göreceği şekilde yayınlıyorum. Türkiye'ye bu konuda örnek olacağız.
Belediyelerde gözle görülmeyen bir şey vardır. Doğrudan temin diye bir şey vardır. Belediye direk alım yapabilir. Bizim belediyemizde öyle değil. Bütçemizin içerisinde doğrudan temin 1.7 milyar tuttu. 15 şirket var, bir sürü alım yapıyor. Bir program satın aldık. İnternetten giriyorlar, ne alacaklarsa onu bildiriyorlar, aynı anda 300 kişiden teklif geliyor. Kimse birbirini görmüyor. Alırken o firmanın daha önce taahhütlerini yerine getirip, getirmediğini görüyorsunuz.
3 milyar kredi kullandığım ispatlansın hemen belediyeyi bırakırım. Kredi kullanma yetkisini neden aldık peki? Pandemi dönemi var, neyle karşılaşacağımızı bilmiyoruz diye... Şu faizlerle kredi kullanmak akıl kârı değil.
Altaylı: Atamalar konusu...
Yavaş: İlk seçildiğimde toplantıda önerge geldi. Şirketlere atama olarak belediye meclisi olarak biz yapacağız dediler. Ben bunu işleme koymadım, savcılığa verdiler, takipsizlik verdi. Daha sonra Danıştay 1. Dairesi 'Bu belediye başkanının takdirinde bir şeydir' dedi. Tesciller yapılmayınca biz mahkemeye verdik Ticaret Bakanlığı'nı. 2018 yılında Ticaret Bakanlığı'na 'belediye şirketlerine atama yetkisi kime aittir', cevap 'belediye başkanına aittir' deniyor, daha sonra 'belediye meclisine aittir' deniyor. Mahkemeler 'başkan haklıdır' diyor. Bir sürü mahkeme bu yönde karar veriyor. En son bunlar Yargıtay'a gidiyor ve kesin olarak bu kararlar onanıyor. Zorladılar hukuku. Önce benim lehime çıkacak kararı aleyhime çıkarttılar. Kanunda açık hüküm var, zorlamayın. Kanunu değiştirirsiniz kimse bir şey diyemez. Sayıştay İstanbul Belediyesi'ni denetlemiş. 'Şirketlere yönetici atama yetkisi belediye başkanı olduğu şüphesizdir' diyor. Atamaları yaptık. Ancak bu Türkiye'ye, hukuk sistemine maalesef çok zarar verdi. Hukuğu da zorlamamak lazım.
Altaylı: TOGO kuleleri meselesi...
Yavaş: Dert TOGO kulelerine ruhsat almak değil Mansur Yavaş'ı görevden almaktı. Bizim hakkımızda irtikap şikayeti verildi. Dilekçeyi verdiler. Savcılık yazı yazdı mahkemeye. Bu konuda Sinan Aygün'ün zararı var mıdır diye sordu. Yok cevabı geldi. Sonuçta şu anda Yargıtay kesin kararı verdi. Kararda normalde 20 bin metreye inşaat yapılması gerekirken yapılan inşaat 120 bin metrekare. Bizim belediyede para, hatır geçmez. Kanun neyse odur. Hodri meydan beni mahkemeye versin. Hangi siyasilerle yan yana gelmiş, kimlerle trafiğe girmiş, hangi mahkeme ve savcılarla trafiğe girmiş. Şimdi artık bunlar telefon kayıtlarından tespit ediliyor. TOGO kuleleri Ankara'nın ciğerine saplanmış hançerdir. Şu bölümler tamamen yıkılacak. Beni görevden almak için tezgah kurulmuştu. O tezgah patladı.
Altaylı: ANKA Park şu anda çalışmıyor bildiğim kadarıyla. İçindeki işletmeci de çıkmıyor... Ne olacak?
Yavaş: Zaman zaman kamuoyunda oradaki oyuncakları, dinozorları niye çalıştırmıyorsun deniyor. Biz henüz teslim alamadık. Dava açılmış. Hakim tedbir kararı verdi. Ağustos ayında orayı incelettim. Biz orayı alırsak, mutlaka çalıştıracağız. Orası 1200 dönüm, yanında 1000 dönüm eski hayvanat bahçesi var. Evcil hayvanların bulunduğu, evcil olmayan yırtıcı hayvanların birebir animasyonlarının yapıldığı bir hayvanat bahçesini planlıyoruz. Üzüldüğümüz şu; hayvanat bahçesinin içerisinde çok sayıda heykeller var, Çin'den getirilme. Belediyenin çok sayıda otobüse ihtiyacı var, bir tane otobüs alınmamış. Bunları almak yerine robot heykel, kol saati heykeli alınmış 1,5 milyon liraya. Kaldırdım ben bunu. İsteyen belediye varsa hibe etmeye hazırım. Belediye başkanlarına, muhtarlara söylüyorum, isteyen istediği gibi gelsin alsın. Toplam harcanan para 1 milyar 323 milyon lira harcanmış bunlara. Ondan sonra heykel belediyeciliği diyorlar, her tarafları heykelle doğru. Alabilirsek hayvanat bahçesiyle beraber işletebileceğiz. Günlük 50-100 bin kişinin ziyaret ettiği alanlar olacak.
Altaylı: Burada yolsuzluk iddialarınız vardı...
Yavaş: 400 milyon dolar diyorlar, çok para değilmiş gibi. Batık projede 4 lira da fazla para. Belediyenin araçları, işçileri çalıştı burada. Bu parayla metro, arıtma istasyonu yapılırdı. Su diye problemimiz olmazdı. İnternet sitesinden heykelleri veren firmaya sorduk, belediye fatura edilenin dörtte biri çıktı. İnşallah bunu savcılığa intikal ettiriyoruz. Ondan sonrası yargının işi.
Altaylı: Önceliğiniz ne peki?
Yavaş: Metroyu bitirmek, otobüsleri alıp trafiği rahatlamak. Bir kavşak mı yaptık, harcama mı yaptık. Şu kadar TL'ye mal edilmiştir diyoruz. Vatandaş verdiği paranın nereye gittiğini biliyor.
Altaylı: Geçen gün dediniz ki, genel siyaseti konuşmayı sevmiyorum. Benim işim Ankara'yı yönetmek. Size gelecek dönem Cumhurbaşkanlığı adaylığı fazlasıyla yakıştırılıyor. Anketlerde yavaş yavaş en üste çıkıyorsunuz. Bunu söyleyince Ekrem İmamoğlu'na laf çakmak gibi algılandı.
Yavaş: Aday gösterilmek, isminin geçmesi bile insanların çok hoşuna giden olay. Onun haricinde böyle bir hedefimiz gerçekten yok.
Altaylı: Nasıl olmaz? Bugünkü ankette ilk sıraya geçmişsiniz...
Yavaş: Ankette üstte çıkmak aday olmayı mı gerektirir. Gaibi ancak Allah bilir. Birisi diyor ki 'artık televizyonlara çıkmaya başladın' diyor. İnsaf 15 aydır çıkmadım. İzin verin de anlatalım. İşime iyi odaklıyım. İyi bir belediye başkanı olmak istiyorum. Halkın gönlüne parayla pulla giremezsiniz. Geçen gün bir teyzeyi konuşturuyorlar, 'ben onu seviyorum' diyor.
Altaylı: Meclis üyeleriyle, CHP'lilerle aranız nasıl?
Yavaş: Ne CHP ne İYİ Parti ile sorunum var. Millet İttifakı ile belediye başkanı olduğumun farkındayım. Parti rozeti olmadan eşit bir şekilde çalışıyorum. Ankara'da bir tane köy biz oy vermedik bize hizmet vermiyor diyemez. Böyle çalışmak varken insanlara eziyet yapıp, 100 tane korumayla gezmenin bir anlamı var mı?
Yorum Yazın