Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gara'da bir mağarada şehit edilen 13 vatandaşla ilgili olarak CHP ve HDP'yi sert ifadelerde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, 3 yıl önce, 21 Şubat 2018'de, 15 Temmuz gecesi meydanlarda kurdukları Cumhur İttifakı'nı, TBMM'ye verdikleri bir kanun teklifiyle hukuki zemine kavuşturma yolunda ilk adımı attıklarını hatırlattı.
Geriye doğru bakıldığında Cumhur İttifakı'nın, Türk siyasi hayatının sadece en başarılı değil aynı zamanda en ilkeli, onurlu ve hasbi ittifakı olduğunu gördüklerini söyleyen Erdoğan, "Ülkemizin bütünlüğü, milletimizin birliği, devletimizin bekası çerçevesinde oluşturduğumuz anlayış birliğinin, Türkiye'nin uluslararası alanda yürüttüğü tarihi mücadelenin başarısında çok büyük katkısı vardır." diye konuştu.
Aynı şekilde terörle mücadeleden ekonomik tuzaklara kadar nice saldırıyı da Cumhur İttifakı'nın bu güçlü zemininde karşılayıp boşa çıkardıklarını dile getiren Erdoğan, "Cumhur İttifakı'na karşı CHP'nin lokomotifliğinde kurulan yapının terörle mücadele başta olmak üzere yaşanan her hadisede tel tel dökülmesi, oturduğu zeminin çürüklüğünden kaynaklanıyor. CHP, bir yanına terör örgütünün güdümündeki partiyi, diğer yanına yerli ve milli hassasiyetlerini koruduğunu umut ettiğimiz bir başka yapıyı alarak, ortaya da kimi bulursa doldurarak, kendince bir siyaset terazisi kurdu. Bu zoraki ittifakın içinde, ülkenin bütünlüğü konusunda fikir birliğine rastlayamazsınız." ifadelerini kullandı.
SÜREÇ NEYSE AYNEN İŞLEYECEK - Grup toplantısı çıkışında soruları yanıtlayan Erdoğan, Meclis'e gelen HDP'lilerin fezlekeleri ile ilgili olarak ''Süreç ne ise aynen işleyecektir. Bu konularla alakalı komisyonlarda müzakerelerini yapar. Sonra Genel Kurul'a gelir. Genel Kurul'da da hemen eller iner kalkar'' ifadelerini kullandı.
"KIRK YAMADAN OLUŞAN CHP HEYULASI"
Bu zoraki ittifakın içinde, milletin birlik ve beraberliği konusunda anlayış birliğinin izinin bulunamayacağını söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bu zoraki ittifakın içinde, Türkiye'nin maruz kaldığı uluslararası saldırılara karşı devletinin yanında yer alma erdemini hiç göremezsiniz. Peki bu çarpık yapının içinde ne var? Karşımızda sadece dışarıdan üflenen sufleleri muhalefet kisvesi altında tekrarlayan, vizyonsuz, hedefsiz, ilkesiz bir yapı, daha doğrusu bir heyula var. Biliyorsunuz heyula, tek başına fiili varlığı olmayan, ancak başka bir varlıkla anlam kazanabilen maddedir. Kırk yamadan oluşan CHP heyulasını kuvveye dönüştüren ise ne milli ve manevi bir saiktir ne de insani bir hedeftir. CHP kendi başına planı, programı, projesi, hayali, hedefi, gayreti, eseri, mücadelesi olmayan, ancak bir yerlerden gelecek olumlu veya olumsuz etkiyle harekete geçen bir partidir."
"CHP KAYIP BİR PARTİDİR"
"CHP'nin içinde millet olmadığını" ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Çünkü millet, tek parti devrinden beri CHP'nin ciğerini bilir. CHP'nin içinde demokrasi yoktur. Çünkü CHP sadece lafını ettiği, istismarını yaptığı demokrasinin D'sinden bile nasibini almamış, süzme faşist bir partidir. CHP'nin içinde kalkınma yoktur. Çünkü CHP halkın derdine derman olacak, aşına, ekmeğine, işine yarayacak hiçbir işe yanaşmaz zaten öyle bir müktesebatı da bulunmuyor. CHP'nin içinde adalet yoktur. Çünkü CHP sırtını dayadığı vesayetçilerin, darbecilerin hukukundan başka hukuk tanımaz. CHP'nin içinde milli ve yerli hassasiyet yoktur. Çünkü CHP siyasetteki duruşunu ülkesine veya halkına göre değil, önüne konulan senaryolara göre belirler. CHP'nin içinde sürekli istismarını yaptığı değerlerin hiçbiri yoktur. Çünkü CHP kendi içindeki taciz, tecavüz, hırsızlık, arsızlık vukuatlarıyla bile yüzleşemeyecek kadar kibir bataklığına saplanmıştır. CHP'nin içinde ideal de yoktur. Çünkü bu partide insanlar gayretleri veya birikimleriyle değil, cari yapıya olan uyum yeteneklerine göre konumlandırılır. Sadece bireysel hedefleri için çalışır. Velhasıl aslında CHP hakiki bir siyasi parti olmaktan çıkıp heyula haline dönüşmüş amorf bir yapıdır. Ülkemizin de milletimizin de vaktini ve enerjisini heba etmese, elbette CHP'nin bu hali bizi zerre kadar ilgilendirmez. Ama mesele memleket meselesi, mesele millet meselesi olunca bunları görmezden gelme hakkımız olamaz. Buradan Gazi'nin mirasına hürmeten CHP'ye gönül vermiş veya herhangi bir sebeple oy tercihini ondan yana kullanan vatandaşlarıma sesleniyorum: Görüldüğü gibi CHP kayıp bir partidir. Bu kayıp, sadece siyasetin değil, tüm ülkenin kaybıdır. Hiç uzağa gitmeye gerek yok, sadece geçtiğimiz günlerde yağan karın ardından CHP'li belediyelerin yönetimindeki şehirlerimizde yaşanan manzaralar bile tek başına bu gerçeği göstermeye yeterlidir.''
Erdoğan, "Ben laf etmeyeceğim. İsterseniz gelin bu görüntüleri beraberce yeniden hatırlayalım. Bunları şöyle ekranda izleyelim. Herhalde Bay Kemal de izliyordur." diyerek, "CHP'li belediyelerin beceriksizliği" başlıklı videoyu izletti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "CHP; çöp, çukur, çamur. Bu kadar basit bir konuda bile vatandaşlarımıza hizmet veremeyenleri yok saymayacağız, kayıp olarak ilan etmeyeceğiz de ne yapacağız? Gelin, 84 milyon hep birlikte 2023 yılında Türkiye'ye, diğer alanlardaki hedefleriyle birlikte, gerçek anlamda bir ana muhalefet de kazandıralım. Gelin 2023'te hep birlikte yepyeni bir Türkiye'nin kapılarını aralayalım." ifadelerini kullandı.
''BUNLAR ÖYLE UTANMAZ Kİ, ONU BİLE BENİM ÜZERİME YIKMAYA ÇALIŞIYOR''
Erdoğan, Türkiye'de, kendi devletine düşman, kendi milletine hasım, kendi vatanını bulduğu her fırsatta sırtından hançerleyen kirli bir zihniyet bulunduğunu söyledi. Bu kirli zihniyetin siyasetteki temsilciliğini CHP ve giderek iç içe geçtiği terör örgütünün güdümündeki partinin yaptığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Geçtiğimiz günlerde Irak'ın kuzeyinde bir mağarada alenen infaz edilen 13 silahsız masum insanın başına gelen acı hadise bile karşımızdaki kirli zihniyeti utandırmaya yetmemiştir. Bunlar öyle utanmaz ki çıkıyor, şu anda onu bile benim üzerime yıkmaya çalışıyor. 5 yıl, 6 yıl, bizim bu polisimizi, askerimizi, sivili, 13 kişiyi kaçıranlar kim? Biz, 5 yıl, 6 yıl içerisinde dağ demedik, taş demedik, Irak'ın kuzeyindeki mağaralar demedik, bütün buraları güvenlik güçlerimizle aradık, taradık. Bunlar, utanmadan, sıkılmadan, 'Bir şey olmaz, orada sakinler, güvence altındalar.' Bunu diyecek kadar yüzsüzler. Kim bunlar? CHP ve ortağı HDP. Beraber yürüttüler bu işleri. Bu tezgahı beraber çalıştırdılar. Biz, artık 5-6 yıldan sonra operasyonu yapmak zorunda kaldık. Bununla ilgili de Savunma Bakanımı, İçişleri Bakanımı bu beyefendilerin makamına gönderdik, 'Gidin, bizzat anlatın.' dedik. Bizzat gittiler, ne olduğunu ne bittiğini anlattılar. Daha sonra da Meclis'te malum anlatıldı. Bunlar anlatıldığı halde, ondan sonra yine utanmadan, terbiyesizce eleştiri yağmuruna tuttular. Makamınıza gelip size her şeyi anlattılar, 'Ne soracaksanız sorun.' dediler. Bu açık, şeffaf bu süreç ortaya konulurken siz ne yüzsüzsünüz ki Meclis'teki bu çalışmadan sonra yine hala saldırıyorsunuz? Ne yaparsanız yapın bilesiniz ki bu Cumhur İttifakı, bu AK Parti iktidarı, bu yolda inanarak inançla sizin kol gerdiğiniz teröristleri de inlerinde bitire bitire yoluna devam edecektir."
Gara katliamı öncesi ve sonrasıyla ülkemizde terör konusunda kimin nerede durduğunu göstermesi bakımından turnusol olmuştur. Bir asır önce İzmir'de başlayan işgalin bir benzerini, 40 yıldır doğu ve güneydoğu sınırlarımızda tekrarlamak için çalışanları nasıl hüsrana uğrattıysak, onların fiili ve siyasi iş birlikçilerine de hak ettikleri dersi vereceğiz. Ülkemiz uluslararası tuzakların üstesinden nasıl geldiyse bu kirli zihniyeti de tarihin tozlu sayfalarına havale edecektir. Sordukları her soruyla devlet yönetiminden, ekonominin nasıl işlediğinden, salgının nasıl sonuçlara yol açtığından zerre kadar anlamadıklarını kendi ağızlarından ikrar ediyorlar. Bir de 20 yıl öncesinin Türkiyesi'ne güzellemeler diziyorlar. Milletimiz 20 yıl önce neler yaşadığını unutmadı. Siz o dönemde ölüleri bile rehin aldınız. Şu anda Batı, Türkiye'nin sağlık sistemini örnek alıyor.
''KİMSEDEN İCAZET ALACAK DEĞİLİZ''
Ülkemizin terörle mücadele konusundaki kararlılığı dışarıda da epey bir kesimi rahatsız ediyor. Türkiye'nin sınırları içinde ve dışında yürüttüğü terör operasyonları meşru hakkıdır. Coğrafyamızdaki bin yıllık varlığımızın bize yüklediği kardeşlik, dostluk görevlerimizi yerine getirmek için kimseden icazet alacak değiliz. Tüm sınırlarımızı yeteri kadar derinliğe inerek güvenli hale getirene kadar durmayacağız. Her kim bu mücadeleyi 'ama'lı, 'fakat'lı beyanlarla gölge düşürmeye kalkarsa bilsin ki hayati bir yanlış içindedir. Yıllardır Batılı dostlarımızı terör örgütleriyle aynı yatağa girmeyin, bunlar yılan gibidir, bir gün sizi de ısırır diye uyarıyoruz. Buna rağmen aynı yanlışlar tekrarlanıyor. Bizi de aynı kara deliğe sürüklemek amacıyla kullandıkları aparatlar da onları kurtarmayacaktır. Ne yaparlarsa yapsınlar milletimizin birliğini, kardeşliğini bozamayacaklar.
KONTROLSÜZ NORMALLEŞMEYE YÖNELİRSEK ÇOK DAHA SERT TEDBİRLERİ HAYATA GEÇİRMEMİZ KAÇINILMAZ OLACAK
Koronavirüs salgınını da yakından takip ediyoruz. Koronavirüs salgını ülkemizde de etkili olmuş, 2 milyon 600 bine yakın virüse maruz kalmış, 28 bine yakın vatandaşımızın da vefatına neden olmuştur. Tüm dünyada ekonomiler geçtiğimiz yıl ciddi bir daralma olmuşken Türkiye büyümesini sürdürebilen az sayıdaki ülkeler arasında yerini aldı. Salgın bahanesiyle yeni bir finansman dalgalanmasını oluşturmak isteyenlere fırsat verdik. Kılıçdaroğlu'nun sürekli sorduğu dövizlerin bir kısmı bu mücadelede kullanılmıştır.
''BERAT BEY'İN GÖSTERDİĞİ GAYRETLERİN ŞAHİDİYİZ''
Salgının yol açtığı sıkıntıları aşmak için çok ciddi destek paketlerini hayata geçirdik. 311 milyar lirayı bulan kaynak kullanarak her bir vatandaşımızın yanında olmaya çalıştık. Milletimize karşılıksız aktardığımız kaynak miktarı 53 milyar lirayı aştı. CHP'nin bugünlerde sürekli itibar suikastleriyle saldırdığı Berat Bey'in bu süreçte gösterdiği gayretlerin şahidiyiz. Esnaflarımıza yönelik ciro desteğinden kira yardımına kadar pek çok ilave destekte bulunduk. Tek bir vatandaşımızın bile mağdur olmaması için devletimizin tüm imkanlarını seferber ettik. Üretimi yeniden canlandırmanın yolunun normalleşme adımlarından geçtiğini unutmuyoruz. Şayet kontrolsüz bir normalleşmeye yönelirsek bir süre sonra artan vaka ve vefat sayıları sebebiyle çok daha sert tedbirleri hayata geçirmemiz kaçınılmaz olacaktır. Bu yüzden milletimden sabır istiyorum. Bu sürecin tüm dünya ile birlikte, Avrupa coğrafyası ile birlikte yürümesi şart. Son kabine toplantımızda, Sağlık Bakanlığımız tarafından belirlenen kriterlere göre şehirler bazında normalleşme adımlarının atılmaya başlanacağının müjdesini milletimizle paylaşmıştık. Bu kapsamda eğitimde ilk adımları atmaya başladık. İnşallah 1 Mart’tan itibaren diğer alanlarda da kriterleri karşılayan illerimizde beklentileri karşılayacak adımlar atılmaya başlanacaktır. Vatandaşlarımızdan, salgının kendi illerindeki seyir durumunu yakından takip etmek ve kurallara harfiyen uymak suretiyle, bir an önce normalleşme kriterlerine ulaşılmasını sağlamalarını bekliyorum. Bu mücadele ancak 84 milyon hep birlikte aynı kararlılıkla hareket edersek başarıyla neticelenebilir. Aşılama çalışmalarını belirlenen öncelik gruplarına göre devam ettiriyoruz. Mart ayı, inşallah, aşılama konusunda da çok büyük mesafelerin kat edileceği bir dönem olacaktır. Aşı temini için tüm kanalları zorluyoruz. Kendi illerinizdeki vaka ve aşılama süreçlerini yakından takip etmenizi rica ediyorum.
TARIM KREDİ KOOPERATİFİ SAYISINI 500'E ÇIKARMA TALİMATINI VERDİM
Tüm sıkıntılara rağmen 2020'de üretimi sürdüren, 16 milyon turist rakamına ulaşan Türkiye için 2021'i yeni bir atılım dönemine dönüştürmemiz şart. Üretim ve ihracat tarafı gayet iyi gidiyor. Tarım Kredi Kooperatifi sayısını 500'e çıkarma talimatı verdim. Tarım Kredi'nin marketleri ile zincir marketlerin yüksek fiyatlarla vatandaşımızı sömürdüğü noktada bizim piyasayı balansa etmemiz gerekiyor. 500,1000 ve gerekirse daha çok bu sayıyı artıracağız. Piyasayı yağmalarsanız kusura bakmayın bu adımları atacağız. Ocak ayı beyaz eşya iç pazar satışı rakamları büyümenin güçlü şekilde sürdüğünü gösteriyor.
Yorum Yazın