Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, yeni anayasanın iktidar ve muhalefetin üzerinde uzlaşacağı, birlikte karar vereceği bir çerçevede hazırlanmasını istediklerini ifade etti.
Milliyet’e konuşan Oktay, muhalefetin uzlaşmaya yanaşmaması durumunda 2023’te kendi hazırladıkları metinle millete gideceklerini açıkladı. Oktay’ın yeni anayasa, sistem tartışmaları, S-400 gerilimi ve İnsan Hakları Eylem Planı ile ilgili açıklamaları şöyle:
Sistem eleştirileri
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine çok acımasızca yaklaşılıyor. Bir şey değişince hemen sonuç almanız mümkün değil. Parlamenter sistemin yakın tarihte sebep olduğu krizleri en son Tansu Çiller anlattı. 28 Şubat’ta yaşadığımız ekonomik, siyasi ve toplumsal krizin faturasını hep birlikte ödedik. Çoğunluğun azınlığa, azınlığın zoraki bir çoğunluğa dönüştüğü o süreçte sistem kilitlenmişti. Üstüne bir de asker başta yargı ve medya olmak üzere herkese brifingler veriyordu. Çiller’e göre o krizin bize maliyeti 300 milyar dolar oldu. 2000’lerin başında aynı süreci bir kez daha yaşadık. Doğal olmayan, zoraki birlikteliklerin bizi bir yere taşımadığını gördük. Mevcut sistem bize tehdit ve fırsatları anında değerlendirip, müdahale şansı veriyor. Bugün Doğu Akdeniz, Suriye, terörle mücadele gibi konular önümüzdeyken bu sistem olmasaydı nasıl bir alternatif maliyetle karşılaşacağımız herkes iyi düşünmeli.
Külliye metaforu
Sistem hemen oturdu demek doğru değil. Ama karşılaşılan sorunların da yüzde 95 oranında uygulamadan kaynaklı olduğunu görüyoruz. Eski sistemin alışkanlıkları ile yeni sistemi uygulamaktan kaynaklı sorunlar var. İkincisi bir Külliye metaforu söz konusu. Bir şef ya da daire başkanı işine gelmeyen bir durumla karşılaşınca hemen “ Külliyeye sormam lazım” diyor. Yani işine geleni yapıyor, gelmeyeni başından savıyor. İnisiyatif almak istemeyen yöneticilerin yarattığı sorunlar bunlar. Üçüncü mesele sistem henüz merkezden illere, teşkilatlara yansımadı. Dikilen elbise tam olarak henüz tüm yapının üzerine oturmadı.
Özgürlükçü anayasa
Mevcut Anayasa 177 madde. Değişmeyen sadece 58 maddesi var. Demek ki bu anayasanın ruhunda toplumu rahatsız eden bir şey var. Yeni anayasa birey, toplum ve demokratik yapıyı önceleyen bir çerçevede olmalı. Hep birlikte karar vereceğimiz, asgari müştereklerde buluşacağımız bir anayasa olsun istiyoruz. Bunu yapabilirsek geçmişle boğuşmaktan kurtuluruz. Henüz bir metot belirlemedik ama üzerinde konuşuyoruz. Kapalı kapılan ardında, başka niyetlerle yapılan çalışmalar zarar veriyor. Muhalefetle uzlaşırsak güzel olur. Olmazsa 2023’te kendi çalışmamızla millete gideriz.
Reform çalışmaları “Neden şimdi” denilerek eleştiriliyor. Oysa reform hiç bitmeyen bir süreçtir. Biz 20 yıl daha iktidarda kalsak yeni paketler hazırlarız, Çünkü beklentiler ve ihtiyaçlar farklılaştıkça yeni reformlar kaçınılmaz. Biz terörle mücadeleye de bu süreçte aynı kararlılıkta devam edeceğiz. Maalesef bazı çevreler terörle mücadele ile insan hakları konusunu birbirine karıştırıyor. Teröristin haklarıyla daha çok ilgileniyor.
ABD’nin tehdit dili
Bizim tavrımız ABD yönetimindeki değişikliklere göre şekillenmiyor. Biz onların bölgemizde terör örgütleriyle çalışmasından rahatsızız. Devlet devletle muhatap olur. Terör örgütüyle çalışmaz. Bu rahatsızlığımızı kendilerine de ifade ediyoruz. ABD ile Doğu Akdeniz’de birlikte çalışabileceğimiz fırsatlar var. S-400 konusundaki tehditkar yaklaşımın sonuç vermeyeceğini bilmeliler. Sorunları ayrıştırıp, her bir sorunu ayrı ayrı çözmeliyiz.
Yorum Yazın