MHP Genel Başkan Başdanışmanı 25-26. dönem MHP Osmaniye Milletvekili Prof. Dr. Ruhi Ersoy, Misak-ı Millî'nin kabul edilişinin 102. yıl dönümü nedeniyle bir paylaşımda bulundu.
MHP Genel Başkan Başdanışmanı 25-26. dönem MHP Osmaniye Milletvekili Prof. Dr. Ruhi Ersoy'un paylaşımı şöyle;
Bugün Misak-ı Millî'nin kabul edilişinin 102. yıldönümü. 102 yıl önce bugün, yıkılmakta olan Osmanlı'nın son meclisi oy birliği ile; "millî yemin'i" kabul etmiştir. Söz konusu yemin, Türk milletinin kırılırken eğilmeyeceğinin, yıkılırken düşmeyeceğinin ilânıdır.
Bizim davamızın ve hareketimizin var oluş gayesi daima "millî Devlet, güçlü iktidar" olmuştur. Günümüzde milli şuurdan yoksun sözde muhalefet anlayışının ise temelsiz, mesnetsiz iddia ve ithamlarla, gündem belirleme gayretini gayri milli unsurlarla besledikleri görülmektedir.
Türk milleti, millî şuurdan yoksun hiç bir anlayışı, hiç bir oluşumu ve davranışı kabul etmez. Bu şuurdan yoksun politik akılları da mutlaka milli feraset görür ve gerekli dersi gerekli zamanda verir. Bu itibarla, sözde muhalefet bu hakikati dikkate alarak hareket etmelidir.
Merhum Nihal Atsız'ın dediği gibi; "Hayatın kamçısıyla sızar derinden kanlar, Senin büyük derdinden başkaları ne anlar? Vicdanını Paris'e, Moskova'ya satanlar, Küfür diye bakarlar senin dualarına." Milletimiz, herkesin duasını da fikrini de ve zikrini de çok iyi bilir.
Yine milletimiz, milletin derdiyle dertlenmeyip, dertleniyormuş gibi görünenleri de, sorunları çözmeyip çözüyormuş gibi görünenleri de çok iyi bilir ve görür. Köklü tarihimiz bunun pek çok numunesi ile doludur. Devlet ve millet müktesebatımız gün gibi, güneş gibi ortadadır.
Bugün kabulünün 102. yıl dönümü olan #MîsâkıMilli bunun en somut belgesidir. Necip milletimiz bünyesinde ki onca gayr-i milli unsura rağmen #MîsâkıMilli'yi ilan edip, kendine rehber edinmiş ve bu uğurda büyük bedeller ödemiştir.
O bedelleri ödeyen neslin torunları, bize söz konusu bedelleri ödetenlerle aynı çizgide buluşanları da not etmektedir. Bu minvalde, asli görevlerini yapmayıp, yabancı misyon temsilcileri ile aynı sofrada buluşanlar da milli gözlerden ve dikkatlerden kaçmamaktadır.
Elbette hukuk, ahlak ve insani ilişkilerde herkes, herkesle görüşüp, irtibat halinde olabilir. Lakin bu görüşmelerin biçimi, şekli, usulü, özellikle ülkemizin içinden geçtiği hassas süreçte çok daha önem arz etmektedir.
Devleti yönetmeye talip olduğunu iddia eden muhalefet bileşenleri yabancı misyon şefleri başta olmak üzere başka odaklar üzerinden iktidar devşireceklerini düşünüyorlarsa büyük yanılgı içindedirler. Zira Türkiye artık o Türkiye değil ve Türk milleti de artık daha bilinçlidir.
"Türkiye’de muhalefetle iktidarı değiştireceğiz" diyen bir ABD başkanı ve başta Avrupa ile millî Türk dış politikası menfaatlerine uymayan pek çok ülkenin Ankara’da çok parçalı bir yönetim hayali kurduğu akl-ı selim herkesin mâlumudur.
Bu nedenle; yabancı misyon yetkilileri ve temsilcileriyle görüşmelerde daha hassas olunmalıdır. Söz konusu odaklarla görülecek başka bir hesabı olmayanlar için milli şuur ve millî Devlet aklı bunu gerektirir.
Son olarak; tıpkı Misak-ı Millî’de olduğu gibi, son Osmanlı Meclisi’ne milli ruhu veren necip milletimizin asâleti aynen devam etmektedir. Vatan şairimiz merhum Namık Kemal'in ifadesiyle; "Ecdâdımızın heybeti ma'rûf-ı cihândır. Fıtrat değişir sanma! Bu kan yine o kandır!"
Yorum Yazın