MHP'li Tamer Osmanağaoğlu TBMM'de yaptığı konuşmada, "Türkiye’nin milli güç unsurları arasında ön sıralarda yerini alan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Türkiye Cumhuriyetini, Türk Milletini, uluslararası mücadelede güçlü ve avantajlı hale getirmiştir" dedi.
TBMM’de devam eden Bütçe Görüşmelerinde konuşan Tamer Osmanağaoğlu’nun konuşmasında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi öne çıktı. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte daha hızlı karar alan bir sistemin ortaya çıktığını söyleyen Osmanağaoğlu “Türkiye, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle geçen üç yılda, güçlü bir ülke olmanın adımlarını atmıştır. Güçlü bir ülke güçlü bir devlet anlayışıyla olur. Güçlü bir devlet ise, cesur, hızlı ve yerinde kararlar alan bir yürütme ile olur. Sonunda sözün sahibi millettir ve sandıktaki tercihine saygı duyulmalıdır.” İfadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin milletin tercihi olduğuna dikkat çeken Osmanağaoğlu; “Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, bir kişinin bir partinin, bir zümrenin değil milletin tercihidir. Bu millet siyasi sistemini kendisi gibi güçlü ve atak hale getirmek istemiş ve kararını yürürlüğe koymuştur. ABD Türkiye’ye yaptırım uyguluyor. AB aynı şekilde davranıyor. Neden? Çünkü Türkiye kendi milli hak ve menfaatlerinden taviz vermiyor. Akdeniz’e tıpkı Hayrettin Paşa’nın, Oruç Reis’in, Turgut Reis’in adanmışlığı ile bakıyor.” İfadelerini kullandı.
MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu’nun konuşmasından öne çıkan bölümler şu şekilde:
Eğer güçlü, etkili, organize ve senkronize bir yönetim sistemine sahip olmasaydık Libya’da Hafter’i kim durdurabilirdi? Libya’da kazanılan diplomatik başarının da birinci dereceden pay sahibi Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemidir.
Birleşmiş Milletler ve Güvenlik Konseyi
Tarih milletler mücadelesinden ibarettir. Tarihin seyrini yapay, kurgulanmış hümanizmin, liberalizmin, sosyalizmin yanılgıları değiştirmeye çalışmıştır. Birleşmiş Milletler ve Güvenlik Konseyi’nin düzeninin yeniden sorgulanması gerekir. Eşitsiz ve her bir devletin kendi milletinin gücüyle terazide tartıldığı bir uluslararası düzen giderek güçleniyor. Bize düşen görev; bu sertleşen rekabet ortamında kendi milletimizi, kendi devletimizi yükseltmekten ve güçlü kılmaktan ibarettir. Çağrımız, tıpkı bayrağımız ve vatanımız gibi bu ortak değerler ve hedefler etrafında birleşmek ve enerjimizi, gücümüzü bu acımasız milletler rekabeti ortamında milli hedeflere yöneltmektir.
Yorum Yazın