Son dakika haberine göre Kabine Toplantısı sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan önemli açıklamalar yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptığı açıklamada yeni normalleşme kararlarını açıkladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
Dün, siyasi tarihimizin en karanlık dönemlerinden birinin sembolü olan 28 Şubat'ın yıldönümünü geride bıraktık. Sandıkla iktidara gelmiş anayasa ve yasalar çerçevesinde ülkeleri idare eden meşru hükümet kirli senaryolarla istifaya zorlanmıştır. Sermayenin renklere bölünmesi bu ülke için üreten ihracat yapan şirketlerin ötekileştirmesi ekonomimizde derin yaralar açmıştır.28 Şubat, tıpkı 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül gibi milli iradeyi, milletin değerlerini hedef alan bir darbe girişimidir. Anayasal suç işleyenlerle ilgili hiçbir işlem yapılmadığı gibi darbecilerden brifing alan yargı tablosu adalete olan güveni sarsmıştır. Ortaokullardan, üniversitelere, yurtlardan, derneklere kadar toplumumuz ağır bir kuşatmayla karşılaşmıştır. Üniversite kapılarına başörtülü kızlarımız için kurulan ikna odaları bu dönemin alameti farikası olarak milletimizin hafızasına kazınmıştır.
3 Kasım 2002 seçimleriyle Türkiye'de vesayetin kapısı bir daha açılmamak üzere kapanmıştır. 15 Temmuz gecesi yaşananlar ise milletimizin istiklal ve istikbal kararını koruma kararını dost düşman herkese yazılan tarihi destanla göstermiştir.
Sivil siyaseti güçlendirerek hak ve özgürlükleri genişleterek Türkiye'de milli iradeyi yeniden egemen kıldık.
YENİ VE SİVİL ANAYASA
Milletimizin takdirine sunduğumuz yeni anayasa hazırlama teklifimiz bu eylem planının çatısını oluşturuyor. 10 yıldır bu konuyu ülkemizin gündemine getirdik. Cumhur İttifakı çatısı altında yeni ve sivil anayasa meselesini tüm platformlarda tartışmaya açarak herkesin katkısını almak üzere bir yola çıkıyoruz. Tüm partiler başta olmak üzere, sözü olan herkesi yeni ve sivil anayasa hazırlanması sürecinde yapıcı anlayışla yer almaya davet ediyoruz Yeni ve sivil anayasa çalışmalarımıza şimdiden başladık. Maalesef milletimize laik yeni ve sivil anayasa hayaline kavuşmadık. İnşallah bu defa bunu başaracağız. Siyaset kurumunun en önemli sorumluluklarından birinin Türkiye'yi ayağına vurulan darbe anayasası prangasından kurtarmak olduğuna inanıyoruz. Gelin cumhuriyetimizin 100. yılını sivil bir anayasa ile karşılayalım.
'BİZİM İÇİN ÖNEMLİ OLAN EKONOMİK BÜYÜMENİN TÜM KESİMLERE ULAŞMASI'
Tarih böyle bir büyük daralma, milyonlarca kişinin işsiz kalmasına ve ülkeler arasındaki gelişmişlik farklılıklarının artmasına neden oldu. Bugün hala aşıya ulaşamayan 100'ün üstünde ülke bulunuyor. Türkiye, böyle bir süreci başarılı yürüttü ve yürütmeye devam ediyor. 2020 büyüme oranı izlediğimiz büyüme politikalarının somut örneğidir. Hindistan %8, Japonya %4.8 oranında Amerika %3,5 oranında küçüldü. İhracatımız, yüzde 9.6 artışla 16 milyarı aşmıştır. Gelişmeler ihracattaki artışın önümüzdeki aylarda da süreceğine işaret ediyor. Elbette ki biz bununla yetinmiyoruz. Bizim için önemli olan ekonomik büyümenin tüm kesimlere ulaşması ve büyüme ile birlikte istihdamın kalıcı olmasıdır. Hedefimiz her bir vatandaşımıza dokunacak, sağlık ve istikrarlı büyümenin orta ve uzun vadede sürmesidir. Bu hedefe giden yol fiyat istikrarından geçiyor. Burada da karşımıza verimlilik artışı ihtiyacı ortaya çıkıyor. Bir ekonominin yapısal gücü ne kadar yüksekse şoklara karşı direnci de o kadar artar. Bu tip küresel dalgalanmalar ne ilktir ne de son olacaktır. Bizim için önemli olan bu tip risklere karşı sağlam, ekonomik işleyişi tesis etmektir.
Mali disiplin her dönemde olduğu gibi bugün de bizim olmazsa olmazımızdır. Kamu harcamalarında israfa tahammülümüz olmadığı için harcamaların takibi ve izlenmesine özel ehemmiyet gösteriyoruz.
Biraz önce ifade ettiğim insan hakları eylem planımızda eş zamanlı olarak ekonomi alanında hayata geçireceğimiz reformun hazırlıkları yürüttük. Çözüm odaklı bir yaklaşımla üzerine gideceğimiz alanları öncelikli hale getirdik. Her zaman söylüyorum biz kısa mesafe koşucusu değil maraton koşucusuyuz. Farkımız bu. Her defasında kendi sınırlarımızı biraz daha zorlarız. Bu reformların devamının geleceğini de belirtmek istiyorum.
Türkiye salgın sonrası dönemin dünyada yükselen yıldızı olacaktır.
Özetle ifade ettiğim tüm bu başlıkların detaylarını önümüzdeki hafta kamuoyuyla paylaşacağız.
KORONAVİRÜS SALGINI
Koronavirüs salgını, sağlık krizi olmanın ötesinde bilhassa batıda sosyal hastalıkların artmasına sebep oluyor. Avrupa'da yaşayan vatandaşlarımızı hedef alan ırkçı, faşist saldırıların haberini alıyoruz. Protesto kılıfı altında Kur'anı yakmalar, mescitlerin kapılarına affedersiniz domuz başı bırakmalar, Müslümanlara ait işyeri, dernekleri, kuruluşları fişlemek sıradan vakalar haline geldi.
Geçtiğimiz yıl önceki senelere göre nefret suçları iki kat artmıştır. En çok vatandaşımızın yaşadığı üç ülkede göçmenlere yönelik saldırıların sayısı 3 bini aşmıştır. Geçen yıl salgının getirdiği kısıtlamalara rağmen cami ve derneklerimize yönelik 121 eylem yapılmıştır. Bu rakamlar buzdağının yalnız görünen kısmını teşkil ediyor. Nefret suçlarının sadece beşte biri kayıt altına alınıyor.
TÜRKİYE DÜNYADA İLK 5 ÜLKE ARASINDA
Bilindiği gibi 18 Mart 2020'de bilim insanlarımız, ilgili tüm kesimlerle yaptığımız toplantının ardından ortak akıl ve karar ürünü olarak kapsamlı tedbirleri milletimizle paylaştık. Süreç içerisinde aldığımız tedbirlerden etkilenen tüm kesimler için ilave destek paketleri oluşturmuş ve uygulamaya geçirmiştik. Dünyada ve ülkemizde salgının bir yıllık seyrinin sonuçlarına baktığımızda gördüğümüz sonuç şudur: Türkiye herkesin takdirle takip ettiği bir yerde durmaktadır. Her konuda örnek alınan bir ülke durumundayız. 9 milyonu bulan aşılama sayısıyla Türkiye dünyada ilk 5 ülke arasında yer almaktadır.
Merkez bankası rezervlerindeki hareketlilik bu sürecin ne kadar olduğunun işaretidir. Salgının seyrine göre ihtiyaç duyulan her zaman ve her alanda halkımızın her bir ferdinin yanında yer almayı sürdüreceğiz.
KONTROLLÜ NORMALLEŞME SÜRECİ BAŞLIYOR
Yeni kontrollü normalleşme sürecini başlatıyoruz. Kontrollü normalleşme adımları ifade etmeden önce şu hususların altını özellikle tekrar tekrar çizmek istiyorum. Her hafta risk grubuna göre illerimizin renk durumu tespit edilecek.
Tedbirlerin sıkılaştırılması da gevşetilmesi de salgının seyriyle ilgilidir. Salgının yayıldığı ortamda normalleşme adımlarını atmak mümkün değildir. Türkiye coğrafi alan ve nüfus itibariyle büyük ülke olduğu için adımlarımızı kademeli olarak atmamız gerekir.
100 bin nüfusa düşen vaka sayısı başta olmak üzere çeşitli kriterlere göre illerimizi sınıflandırdık. 81 vilayetimizi renklere ayırdık. Her hafta risk durumuna göre değerlendirilecek. Valiliklerimiz başkanlığındaki il hıfzıssıha kurumu yeni düzenlemeler girecektir.
İlleri mavi-sarı-turuncu-kırmızı diye sınıflandırdık. Tedbirlerin sıkılaştırılması veya gevşetilmesi kararı iyileşme veya kötüleşme durumuna göre verilecek.
Normalleşme adımlarının prensipte nasıl atılacağını kapsamlı görüştük. Hafta sonu sokağa çıkma kısıtlaması düşük ve orta riskli illerde tamamen kalkarken, yüksek ve çok yüksek riskli illerde bir müddet daha pazar günü devam edecek.
Akşam 21 sabah 05 arasında sokağa çıkma kısıtlaması sürecek. Okullar tüm okul öncesi eğitim kurumları ilkokullarda 8. 12. sınıflarda eğitim öğretime açılacaktır. Düşük ve orta riskli ülkelerde eğitim, öğretime başlanacak. Yüksek ve çok yüksek riskli illerde sadece liselerde yüz yüze sınavlarda yapılacak.
Restoran, kafetarya, tatlıcı, pastane, kıraathane, çay bahçesi gibi yerler çok yüksek riskli iller dışında sabah 7 ile akşam 10 arasında faaliyetlerini yüzde 50 sınırlama ile sürdürecektir.
Kamunun çalışma saatleri tüm Türkiye'de normale döndürülecek. İhtiyaç halinde valilikler farklı düzenlemeler yapılabilecektir. 65 yaş üstü ve 20 yaş altı grubu vatandaşlarla ilgili düzenleme düşük ve orta riskli illerde kaldırılırken yüksek ve çok yüksek riskli illerde arttırılacaktır.
Sivil toplum kuruluşları, meslek odaları, kooperatifler ve benzeri kuruluşlar genel kurulları düşük, orta, yüksek riskli illerde katılımı 300 kişiyi geçmeyecek şekilde yapılabileceklerdir.
Hedefimiz mümkün olan en kısa sürede ülkemizin tamamında kontrollü normalleşme sürecini tamamlamaktır. Denetimler de bu çerçevede daha sıkı ve kararlı şekilde yürütülecektir. Her konuda öncü ve örnek olan Türkiye'nin kısıtlamaların gevşetilmesi ve inşallah tamamen kaldırılması hususunda aynı başarıyı göstereceğine yürekten inanıyorum. Aldığımız kararları ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum, kalın sağlıcakla.
Yorum Yazın