Ünlüler dünyasında tesadüfen afişe olan bu taciz skandalı, ünsüzlerin dünyasına da ibret olmalı, iyi niyetli Türk kadınının iffetine halel getirecek saygısız yaklaşımlar, her türlü hoşgörüden mahrum bırakılmalıdır.
Şükrü ALNIAÇIK yazdı
Kelime haznesi ve hayal dünyası geniş duygu adamları, idealist bir disiplinle kendilerini namus dairesine tecrit etmedikleri takdirde, karşı cinsle kurdukları iletişimin büyüsüne kapılarak dürtülerinin esiri olabilirler.
Ünlüler dünyasında tesadüfen afişe olan bu taciz skandalı, ünsüzlerin dünyasına da ibret olmalı, iyi niyetli Türk kadınının iffetine halel getirecek saygısız yaklaşımlar, her türlü hoşgörüden mahrum bırakılmalıdır.
Şurası bir hakikat ki bu konuda bir eşitlikten ve "eşit ortak sorumluluk"tan bahsedemeyiz.
Çapkınlık bir erkek mesleğidir!
İffet ise bizde namuslu kadınları tarif eden bir hanım ismidir.
Sıfat olarak da kadına aittir.
Hukukta da makbul olan ahlâkî bir meziyettir.
Dolayısıyla sosyal medyadaki erkek mahreçli tacizi önleyecek olan da yine kadının bu konuda göstereceği hassasiyettir.
"Ünlüymüş, ağaymış paşaymış" ben anlamam kardeşim.
Keşke öyle olmasa ama..
Hayali bir misal veriyorum...
"Hocam sadakati sizin kadar güzel anlatan yazar görmedim, eşiniz çok şanslı olmalı" diye herifin mahremiyet tezgâhının ötesine geçtin mi ondan...
"Keşke öyle olsa. O beni okuyucularım kadar bile anlamadı ki.."tezgâhına hazır olacaksın!.
Şimdi burada taciz yok değil mi?.
Yok tabii.. Yazar'la okuyucusu dertleşiyor!. Tabii psikiyatri kliniği çünkü burası!.
***
Bir sonraki seans muhtemelen şöyle başlıyor!.
"Selam..
Orada mısın?"
Yok bu sefer okuyucu yazmıyor!
Adı üstünde "yazar" yazıyor!.
Okuyucuya vahiy gelmiş gibi oluyor!.
"Ünlü ve seçkin olanı tanrılaştırma" geleneği var ya!.
İşsizlik mağduriyetinin onuncu yılında baba tafrası ve anne fırçasıyla özgüveni dip yapmış okuyucu, kendini bir anda KPSS'den 100 almış ve Kültür Bakanlığı müsteşar yardımcılığı mülakatını ilk sıradan geçmiş gibi hissediyor!.
"Tabii buradayım buyrun hocam" diyor.
İşte bundan sonrası ünlü yazarın vicdanına kalıyor.
Balık ağa düşmüştür!.
Ünlü ve ahlâk eğitmeni Yazar şimdi...
"Yağda mı kızartsın, tava mı yapsın?" onu düşünmektedir.
Tabii ki bütün kadınları balığa benzeterek kırmak gibi bir hatadan Allah'a sığınırım.
Bizim Asenalar bu konuda zaten uyanıktırlar.
Kimse üzerine alınmasın ama bu cinnet ortamında bildiğiniz tiktok'undan horoz şekerine kadar akılla mantıkla izahı olmayan neler var.
Ne cahiller, ne çaresizler var.
Son yıllardaki Esra Erol- Müge Anlı- Didem Arslan- Serap Ezgü cinnetlerinin ve 3. sayfa boynuzlarının çoğu sosyal medya patentli...
Bu konuyu, başörtüsü yasakları döneminde Ankara Fen Fakültesinde ilginç bir öğrenci- hoca diyaloğuna şahit olan bizim Ramazan hocanın bir anısıyla tamamlayalım:
Rektörlük zamanında epeyce meşhur olan ünlü Kemalist Kemal Gürüz, 80'lerde bunların Termodinamik dersine giriyor.
Evren zamanı.
Konsey, türbanlı kızların başını zorla açmış, direnişler, grevler filan kimisi okulu bırakmış; kimi okula yıkılmış, hoca sınıfa telkin veriyor!.
"Evladım bakın siz burada hepiniz kardeşsiniz, böyle ayrı gayrı kaç-göçe gerek var mı?..
Kendinizi evde kardeşlerinizden saklayıp gizliyor musunuz.
Bak sen de diğer kız arkadaşların gibi rahatça sınıfta oturabilirsin, derslerini rahatça dinleyebilirsin. "
80'leri de bilenler bilir, herşey yasak!.
Sinemalarda "2 film birden afişleri" de yasak! Adamlar afişlere yağlı boyayla "3 film birden" yazmışlar, işlerini yürütüyorlar!.
Aydemir Akbaş'ın kapalı gişe oynadığı zamanlar!.
Konsey çok ahlaklı ya!..
Bülent Ersoy yasaklı ama pavyonlar açık.
Yani memlekette 3. sınıf provokatif cinsel teşrifat devam ediyor!.
***
Kemal Gürüz hoca bir kaç defa bu "kardeşsiniz" sözünü tekrarlayınca, duruma zaten kafası bozulmuş olan bir Angara çocuğu sonunda patlıyor!.
"Gözünü seveyim ne kardeşi hoca!.." diyor.
Ben erkek halimle sıraların arasından geçerken dikkat ediyorum!..
Senin kardeş dediğin adam, fırsat bulsa bizi düzecek!..
Sen hangi kardeşlikten bahsediyorsun!.."
Gergin sınıf, birden isyan gibi patlıyor, hoca kıpkırmızı tabii ders erken bitiyor!..
***
Burası, İsveç Norveç Danimarka Belçika Bremen Hollanda değil arkadaşlar...
Amerika hiç değil...
Kadın olma ortalaması 13-15 değil!..
Erkeklerimiz derviş değil.
Herkesin birbirinin bağına bahçesine, yastığının dibine "masun sinyaller" gönderebildiği bir teknolojik kaos ortamında milletçe kötü bir noktaya doğru gidiyoruz.
Cehalet kamçısıyla koşturarak hep birlikte bir dertler yumağı haline getirdiğimiz bu güzel ülke, ne yazık ki bir mutlu evlilikler cenneti de değil.
Medeni hukuk, aile, iffet ve nesil emniyeti bir millî beka meselesidir.
Bu konu, işi bitmiş gücü gitmiş, yediği önünde yemediği arkasında Mason lordların insafına bırakılamayacak kadar önemlidir.
Bu konuyu her fırsatta yazmaya devam edeceğiz.
Saygıyla...
Yorum Yazın