Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçen hafta “Amacımız Meclis’teki tüm partilerin yeni ve sivil anayasa çalışmalarına destek vermeleridir” çağrısı yaptığı yeni anayasa çalışmalarında son durumunu AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan bildirdi.
AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan yeni anayasa çalışmalarıyla ilgili şu bilgileri verdi: “(Çalışmaları yürüten ilim heyeti) En kısa süre içerisinde bunu siyaset zemininde MYK ve MKYK’da bizlere açacaklar, bunun tartışmasını yapacağız. Son hale getirdikten sonra; cumhur ittifakımız ile paylaşacağız. Yani hem MHP’nin hem AK Parti’nin kendi önerdiği anayasaları olacak. Bu iki anayasanın bir masa etrafında çalışılmasını, ortak zeminde değerlendirilmesini talep edeceğiz. Biz cumhur ittifakıyla beraber o anayasaların, 'bir cumhur ittifakı ruhuna' bürünmesini istiyoruz. O zaman cumhur ittifakının anayasası haline gelecek. Ondan sonra usul belirlemesi yapacağız. Diğer partilere götürmek ve diğer katmanlarla görüşmek işin gereği esası olacak.
Tabii ki 84 milyonun bekleyeceği bir metin çıkamaz ortaya. Ama büyük çoğunluğunun 'evet' diyeceği, toplumun çok farklı katmanlarının kesimlerinin 'evet' diyeceği bir metin için büyük bir mesai harcayacağız.”
SİSTEMDEN GERİ DÖNÜŞ OLMAZ
Bülent Turan, muhalefet partilerinin yeni anayasa konusuna yaklaşımlarını da şöyle değerlendirdi:
“Dünyanın hiçbir demokrasisinde halkın, milletin aldığı bir yetkiyi, kazandığı bir yetkiyi geri vermişliği yok. Türkiye’de 'parlamenter rejim mi', 'cumhurbaşkanlığı sistemi mi?' tartışması çok uzun süre yapıldı. Bu uzun tartışmanın sonucunda herkes konuya ilişkin kanaatini ortaya koydu. Halk da bu konudaki görüşünü sandıkla beraber ifade etmiş oldu. Türkiye'de artık geri dönülmeyen bir yola girilmiştir. Artık direkt halkın oyları ile seçilen bir cumhurbaşkanı, bir başkan var. Partiler değişse de yüzyıllar geçse de bundan geri dönüş olmaz artık.
VESAYETİN MERKEZİ OLARAK GÖRÜYORUZ
Benim iddiam odur ki, şu an parlamenter rejimi istiyormuş gibi yapan partiler bile sadece ‘Erdoğan olmasın’ diye, sadece ‘Hükümet başarılı olmasın’ diye bir söylem geliştiriyorlar. Oysa onlar da seçildikten sonra başkanlık sisteminin bu ülke için faydasını görecekler. Kaldı ki, halk bunlara izin vermeyecektir. Biz parlamenter rejimi ‘vesayetin merkezi’ olarak görüyoruz. Biz parlamenter rejimi zayıf iktidarlar, askerin, vesayetin, kurumların, dış güçlerin emrindeki yapılar olarak görüyoruz. Halk aldığı yetkiye geri verir mi, kazanılmış hakkını geri verir mi? Halk buna izin vermez. Biz halkın istemediği hiçbir şeyi yapmayız. İlmi akademik anlamda her şeyi tartışırız. Halkın aldığı demokratik bir yetkiyi verme lüksümüz yok.”
Yorum Yazın