AB yetkilisi, Konsey Başkanı Michel ile Bakan Çavuşoğlu görüşmesine ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada mevcut olumlu diyalog ortamından memnuniyet duyulduğu ifade edildi.
Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel'in Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile görüşmesinde, mevcut olumlu diyalog ortamından memnuniyet duyduğunu aktardığı bildirildi.
AB yetkilileri, Michel'in Brüksel'de Çavuşoğlu ile görüşmesinden sonra görüşmeye ilişkin gazetecilere bilgi verdi.
"AB Konseyi Başkanı, mevcut olumlu diyaloğu memnuniyetle karşıladı ve Doğu Akdeniz'de gerginliğin kalıcı olarak düşürülmesinin önemine vurgu yaptı." ifadesini kullanan bir AB yetkilisi, Michel'in tek taraflı adımlardan kaçınılması çağrısında bulunduğunu belirtti.
AB'nin Türkiye ile Yunanistan arasındaki istikşafi görüşmelerde ilerleme sağlamasını, Kıbrıs müzakerelerinin başlamasını beklediğini hatırlatan AB yetkilisi, AB-Türkiye ilişkilerinin marttaki AB Liderler Zirvesi'nde ele alınacağını aktardı.
AB yetkilisi, "AB Konseyi Başkanı, Türkiye ile yapıcı ilişki kurma, bunun yanında sahada somut adımlar görme arzusunu tekrarladı. Konsey Başkanı, tüm taraflarla temas içinde kalmaya devam edecek." ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Michel'i Türkiye'ye davetini değerlendiren AB yetkilisi, "Konsey Başkanı, daveti memnuniyetle karşıladı. Tarihi ve formatı üzerinde çalışılacak." dedi.
AB yetkilisi, Türkiye-AB arasındaki pozitif gündemin göç, Gümrük Birliğinin güncellenmesi ve "üst düzey" sektörel diyalog gibi konuları içerebileceğini kaydetti.
DIŞİŞLERİ BAKANI ÇAVUŞOĞLU, BRÜKSEL'DEKİ TEMASLARINI DEĞERLENDİRDİ
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye-Avrupa Birliği (AB) ilişkilerinde atılabilecek somut adımların belirlenmesi için bir yol haritası üzerinde çalışma konusunda mutabık kalındığını bildirdi.
Brüksel'de gerçekleştirdiği görüşmelerin ardından Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) Daimi Temsilciliği'nde gazetecilerle bir araya gelen Çavuşoğlu, Aralık 2020'de düzenlenen AB Liderler Zirvesi'nin ardından ilişkilerde pozitif bir ortam oluştuğuna dikkati çekti.
Çavuşoğlu, 2020'nin ikili ilişkiler açısından "sorunlu" bir yıl olduğunu ancak AB Liderler Zirvesi'nde Türkiye'ye bir el uzatıldığını ve Türkiye'nin de buna karşılık verdiğini belirtti.
Bu çerçevede diyalog ve temasların arttığına işaret eden Çavuşoğlu, "Cumhurbaşkanımız, AB Konseyi ve Komisyonu Başkanlarını Türkiye'ye davet etti. Onlar daveti kabul etti. Tarihi belirliyoruz." bilgisini paylaştı.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin iki başkana tarih önerilerinde bulunduğunu, bunun da Türkiye'nin görüşme konusunda kararlılığını gösterdiğini kaydederek, "Henüz tarih yok ancak iki başkan da bir an önce Türkiye'ye gelmek istediklerini söylediler." diye konuştu.
- "YOL HARİTASI ÜZERİNDE MUTABIK KALDIK"
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, "(Türkiye-AB ilişkileri) Atılabilecek somut adımlar için bir yol haritası üzerinde çalışma konusunda mutabık kaldık." diyerek, Türkiye'nin kendisine pozitif yaklaşım sergileyen herkesle ilişkilerini en iyi şekilde götürmek istediğinin altını çizdi.
Türkiye'nin samimi olduğunu ve bir söz verdiğinde onu yerine getirdiğini vurgulayan Çavuşoğlu, ilişkilerde sadece bir tarafın bu arzu içinde olmasının yeterli olmadığını ifade etti.
Çavuşoğlu, AB'nin de aynı şekilde kararlı olması gerektiğini belirterek, "Muhataplarımızda da (pozitif yaklaşıma ilişkin) aynı kararlılığı gördük, uygulamada da görmek istiyoruz." dedi.
Çavuşoğlu, Brüksel'deki görüşmelerinde AB tarafından nasıl bir izlenim edindiğinin sorulması üzerine, Türkiye-AB ilişkilerinde atılabilecek somut adımlar için bir yol haritası üzerinde çalışma konusunda mutabık kaldıklarını hatırlatarak, AB tarafının da Türkiye ilişkilerin önemli olduğunu kabul ettiğini belirtti.
"Sorunların kısa bir süre içinde çözülemeyeceğini herkes biliyor." diyen Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Biz de bunları biliyoruz. Bahsettiğim yol haritası üzerinde çalışarak, yol haritasını belirleyerek ve somut adımlar atarak bu (olumlu) süreci kalıcı hale getirme konusunda kararlılık var. Verdikleri mesaj bu. Biz de beklentilerimizi net şekilde aktardık. Artık 'Anlaşma yaparız, sonra uygulamasına bakarız' yaklaşımının faydalı olmayacağını da söyledik. Muhataplarımızda aynı şekilde bu kararlılığın olduğunu görmek memnuniyet verici. Uygulamada da bunu görmek istiyoruz."
- EGE'DEKİ KARA SULARI KONUSUNDA TÜRKİYE'NİN POZİSYONU AYNI
Yunanistan'ın İyon Denizi'nde kara sularını 12 mile çıkarma niyetini açıkladığı ve değerlendirmesi sorulan Çavuşoğlu, Atina'nın bu arzusunun yeni olmadığını belirterek şunları söyledi:
"Ege ayrı İyonya Denizi ayrı. Orada kara sularını 12 mile çıkarmaları Ege Denizi ve Ege Denizi'nin statüsünü etkilemez. Dolayısıyla bizi de etkilemez. Ama bu müzakerelerde Ege ile ilgili bazı açıklamalar da oldu. Yine AB nezdinde de bunun fark edildiğini gördüm. Bunun Yunanistan'a bir faydası yok. Yunanistan'ın böyle açıklamalardan artık kaçınması lazım. Ege'de kara suları konusunda Türkiye'nin pozisyonu değişmemiştir. TBMM'nin aldığı karar da değişmemiştir. O günden bu yana da iktidara gelen tüm partiler veya iktidarlar Türkiye'nin tutumu konusunda bir geri adım atmadığı gibi aynı kararlılığı hepimiz sürdürmüşüzdür. Çünkü bu milli bir meseledir."
- "YUNANİSTAN'IN PROVOKASYONLARI DEVAM ETTİ"
Çavuşoğlu, Yunanistan'ın Ege ile ilgili açıklamalarının hiçbir hükmünün olmadığını belirterek, "AB'deki muhataplarıma söylediğim gibi Yunanistan'ın provokasyonları devam etti." diye konuştu.
Yunanistan'ın deniz altında kablo döşeme faaliyetlerinde bulunduğunu, Navtex ve Notam'lar yayınladığını hatırlatan Çavuşoğlu, buna karşın bunların yayınlandığı bölgede tatbikat veya başka faaliyette bulunmadığını söyledi.
Çavuşoğlu, Yunanistan'ın provokasyona devam ettiğini belirterek, "Ondan sonra gelecekler AB'ye, 'Bakın Türkler devam ediyor, yaptırım uygulayalım' diyecekler. Biz bunların oyunlarını biliyoruz. Bunlar oyun içinde diye biz kararlı tutumumuzdan vazgeçmeyeceğiz." dedi.
Yunanistan ile istikşafi görüşmelerin 25 Ocak'ta başlayacağını hatırlatan Çavuşoğlu, Türkiye'nin ön koşulsuz görüşmelere hazır olduğunu, Yunanistan'ın geçmişte görüşmeye yanaşmadığını hatırlattı.
Çavuşoğlu, "Umarım sonuç odaklı, anlamlı görüşmeler olur. 2016 yılında bu görüşmeleri artık yapmak istemediklerini söylemişlerdi. Umarım 61'inci görüşmeden sonra bunlar devam eder." ifadesini kullandı.
- "(DOĞU AKDENİZ'DE) PRAGMATİK OLMAK LAZIM"
Çavuşoğlu, Doğu Akdeniz konulu konferansa KKTC'nin davet edilmesi hakkındaki soruyu yanıtlarken, AB yetkilileriyle Kıbrıs konusunu da ele aldıklarını belirterek, "Yapılacak konferansa herkesin katılmasını istiyoruz. 'Sadece Doğu Akdeniz'de kıyısı olan ülkeler değil tüm Akdeniz ülkeleri katılsın' dedik. Hatta 'Doğu Akdeniz'de şirketi olan ülkeler de katılabilir' dedik." ifadesini kullandı.
Doğu Akdeniz'de enerji kaynaklarının hakça paylaşımını istediklerini vurgulayan Çavuşoğlu, Doğu Akdeniz ile ilgili konferansa adadaki iki tarafın da katılmasının siyasi bir konu olmadığını belirterek, "Bir taraf katılmayacaksa, diğer tarafın da katılmasının anlamı yok. Gelir paylaşımı konusunda Rum kesiminin muhatabı KKTC'dir, Kıbrıs Türk halkıdır." dedi.
Çavuşoğlu, "(Birbirini) Tanıma veya tanımama yaklaşımı yerine pratik ve pragmatik olmak lazım. Onları belki ayrı bir formatta getirebiliriz. Ama gelir paylaşımı konusunda her iki tarafın da katılması gerekiyor." değerlendirmesini yaptı.
- BRÜKSEL TEMASLARINDA POZİTİF ORTAM
Çavuşoğlu, Brüksel ziyaretini değerlendirirken de "Bu ziyaretimizin amacı özellikle (AB'nin) Aralık Zirvesinden bu yana oluşan pozitif ortam çerçevesinde AB ile diyaloğumuzu devam ettirmek bundan sonra yapılacak ziyaret ve atılacak adımların çalışmalarını başlatmaktı.” dedi.
Türkiye- AB ilişkilerinde 2020 yılının sorunlu bir yıl olduğunu anımsatan Çavuşoğlu, “Biz, Türkiye olarak Türkiye’nin ve KKTC’nin Kıbrıs Türk halkının çıkarlarını korumak için gerekli adımları da attık atabileceğimizi de gösterdik. Fakat Aralık zirve sonuçlarını ya da ortak açıklamasını biz Türkiye’ye uzatılmış bir el olarak gördük ve biz de aynı şekilde pozitif anlamda karşılık verdik.” İfadesini kullandı.
Çavuşoğlu, Aralık Zirvesi sonrasında karşılıklı diyaloğun arttığını, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bizzat AB Konseyi Başkanı Charles Michel ve AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile temaslarda bulunduğunu anımsattı. AB üyesi ülkelerin dışişleri bakanları ile temaslara hız verdiğini anlatan Çavuşoğlu, 2021 yılında ilk ziyareti AB Dönem Başkanı Portekiz’e yaptıklarını hatırlattı.
Çavuşoğlu, Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas’ın da yakın bir zaman içinde Türkiye’yi ziyaret ettiğini, görüşmelerle diyaloğu daha da güçlendirmek istediklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AB kurumlarının başkanları olan Charles Michel ve Ursula Von der Leyen’i Türkiye’ye davet ettiğini belirten Çavuşoğlu, "Onlar da bu daveti kabul ettiler. Tarihini belirliyoruz. Bu gerçekleştirdiğimiz ziyaret aynı zamanda Türkiye’de gerçekleşecek bu toplantının hazırlığını da başlatmak bakımından faydalı oldu." diye konuştu.
- "DİYALOĞUN DEVAMINDA HEMFİKİRİZ"
Çavuşoğlu, “Önümüzdeki süreçte bu diyaloğu devam ettirme konusunda AB ile hemfikiriz. Pozitif ortam ve diyaloğun sürdürülebilir olması için somut adımların da atılması gerekiyor. Bu somut adımlar konusunda beklentilerimizi tüm görüşmelerimizde muhataplarımıza net bir şekilde aktardık.” değerlendirmesinde bulundu.
AB’nin de Türkiye’den beklentilerini dinleme imkanı olduğunu belirten Çavuşoğlu, “Kendilerine şunu net bir şekilde söyledik, geçmişte olduğu gibi bundan sonra da Türkiye her zaman özellikle de Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan bir söz verdiği zaman o sözünü yerine getirir. Ama AB’nin de aynı şekilde sözlerini yerine getirmesi gerekiyor." dedi.
Çavuşoğlu, Türkiye ve AB arasında geçmişte mutabakatlar, ortak açıklamalar ve iş birlikleri olduğunu anımsatarak, Türkiye’nin yükümlülüklerini yerine getirdiğini, AB'nin getirmediğini ifade etti.
Türkiye-AB göç mutabakatının 5'inci yılına girildiğini hatırlatan Çavuşoğlu, "O ortak mutabakata ya da ortak açıklamaya baktığımız zaman sadece göçmenlerin, kaçak göçmenlerin ya da düzensiz göçmenlerin durdurulması ya da Suriyeli göçmenlere belirli yardımın yapılması değil, Türkiye ile AB ilişkileri bakımından çok önemli unsurları var." dedi.
- VİZE SERBESTİSİNDE 4 KRİTER KALDI
Çavuşoğlu, Gümrük Birliği'nin güncellenmesini, vize serbestisinin başlamasını istediklerini belirterek, şöyle devam etti:
“Vize serbestisinin de mutlaka hayata geçmesi gerekiyor. Elbette bunun için 72 kriter vardı. Biz geçen yıla kadar 66 tanesini yerine getirmiştik sadece 6 tane kalmıştı. Buraya gelmeden önce gözden geçirdik. Şu anda 4 kriter kaldı. Ama o geri kalan kriterlerde de bazı kelimelerde anlaşmazlık var. Bana göre bu siyasi sebepten. Yani bu vize serbestisini içinde bulunduğu şartlardan dolayı hayata geçirmek istemeyen Avrupa ülkelerinin etkisiyle Komisyonun o kelimeler üzerindeki biraz katı tutumu sayesinde gerçekleşmedi."
Terörle mücadele konusunda da somut ve daha iyi bir iş birliğine ihtiyaç duyulduğuna işaret eden Çavuşoğlu, bu konuda da somut beklentileri bulunduğunu söyledi.
Çavuşoğlu, “AB ile Türkiye arasında ilişkilerin sağlıklı bir şekilde yürüyebilmesi için üyelik müzakere sürecinin de öldürülmemesi gerekiyor. Biz her zaman söylüyoruz Türkiye Cumhuriyeti herhangi bir faslın açılması yada müzakerelerin ilerletilmesi için bize bildirilen açılış kriterlerini ve kapanış kriterlerini her zaman yerine getirmeye hazırdır. Ama meselenin siyasi olduğunu da hepimiz biliyoruz. Onlar da biliyor.” diye konuştu.
Üst düzeyli diyalog konusunda da bir ivme kaybı yaşandığına dikkati çeken Çavuşoğlu, bunun AB’den kaynaklandığını belirtti. Çavuşoğlu, Avrupa’da artan ırkçılık, ayrımcılık, İslam karşıtlığı ile birlikte mücadele edilmesi gerektiğini anlattı.
Kıbrıs konusunda Türkiye’nin önerdiği 5+ Birleşmiş Milletler (BM) gayriresmi toplantısı için ilerleme kaydedildiğini ifade eden Çavuşoğlu, şunları söyledi:
"BM Genel Sekreterinin bir davetini aldık. Tarihini belirlemeye çalışıyorlar. Şubat sonu veya mart başında New York’ta iki taraf 3 garantör ülke ve BM olarak bir araya geleceğiz. AB de bu toplantılara gözlemci olarak katılmak istediğini söyledi. Elbette tüm müzakerelerde AB gözlemci olarak katılmıştı. Bu toplantılara da katılmalarında bir mahsur yok fakat kendilerine de söylediğimiz gibi Crans-Montana’dan bu yana AB, KKTC’yi Kıbrıs Türk toplumunu tamamen ihmal etti. Hiçbir temas olmadı ve onların güvenini tekrar kazanmamız gerekiyor. Ayrıca AB tüm süreçlerde üyemiz diye sadece Kıbrıs Rum tarafının haklarını savundu, Türk tarafının haklarını maalesef yok saydı. O nedenle bu güvenin tekrar kazanılması gerektiğini kendilerine söyledik. Prensip olarak katılmalarında bizim için bir mahsur yok.”
Doğu Akdeniz konferansı önerisi hakkında Çavuşoğlu, "Biz bu konuda önerilerimizi yazılı bir şekilde AB tarafına iletmiştik. Şimdi bu konferansı nasıl gerçekleştirebileceğimizi de 2 günlük görüşmelerimizde ele aldık." dedi.
Türkiye kendisine pozitif bir yaklaşım sergileyen herkesle ve her kurumla ilişkilerini en iyi şekilde devam ettirmek istediğini anımsatan Çavuşoğlu, “Türkiye her zaman samimidir ve Türkiye bir söz verirse o sözü yerine getirir. Ama ilişkilerde bir tarafın kararlılık içinde olması yetmez. AB’nin de aynı şeklide kararlı olması gerekiyor. Memnuniyetle söylemek isterim ki 2 gündür gerçekleştirdiğimiz toplantılarda tüm muhataplarım da pozitif bir yaklaşım ve ilişkiler daha da geliştirme konusunda bir kararlılık gördüm. Umarım somut adımlarla bu süreci kalıcı hale getiririz. “ diye konuştu.
Yorum Yazın