Şentop'tan 'yeni anayasa' açıklaması

İşte Mustafa Şentop'un açıklamalarından satırbaşları:

YENİ ANAYASA 

Daha önce uzlaşma komisyonu oluşmuştu. Ben de AK Parti'yi temsil etmiştim. Anayasa'nın yarısı civarında hükümlerde tam mutabakat sağlanmıştı. Anlaştığımız maddeleri geçirelim çağrısı olmuştu. Böyle bir çağrı heyecan verici. Yeni anayasa, yepyeni şu anki anayasada bulunmayan hükümlerden oluşan anayasa anlamına gelmiyor. Benimsenmiş, yerleşmiş hükümler var. Önemli olan anayasanın paradigması, Meclis tarafından yapılması. Üzerinden çok zaman geçti. Yeni bir anayasayı tartışmak, müzakere içerisinde olmanın olumlu olacağını düşüneceğim. Daha önceden uzlaşma komisyonu kurulmuştu. Yeni anayasa tartışması, Türkiye'de birçok tartışmayı, anayasa içinde düzenlenen hükümler, kurumlar bakımından içinde barındırdığından, bence böyle bir çağrı gerçekten heyecan verici. Daha önce bu işlerin içerisinde bulunan, emek sarf eden biri olarak bunu daha büyük bir heyecanla karşıladım. Yeni anayasa demek mevcut anayasadan tamamen farklı demek olmuyor. Cumhurbaşkanlığı sisteminde cumhurbaşkanı partilidir. Başkanlık sistemi ve cumhurbaşkanlığı sistemi aynı anlama geliyor.

ENİS BERBEROĞLU KARARI

Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarını farklı bağlamda değerlendirmek lazım. Sayın Berberoğlu kararı... Doğrusu bu ikinci karar. Daha önce AYM bu konuyla ilgili hak ihlali kararı vermişti.

AYM kararını okudum, uzun bir karar 37 sayfa. Bu kararda hukuki bölümler var. Bunlara prensip olarak katılıyorum. Kararın doğruluğu yanlışlığı ayrı bir tartışma konusudur.

Anayasa Mahkemesi'nin ihlali ortadan kaldırılmasına yönelik vermiş olduğu karara uyulması gerekir. Bu karar sonucunda da yerel mahkemenin kararı vermesi gerekir. O zaman da söylemiştim bunu da söylüyorum.

Fakat AYM kararında bir de "siyasi bildiri" diyebileceğimiz bir bölüm var. O da Meclis ile ilgili kısmı. Burada ne yapılacağına dair, kararın hüküm dediğimiz şey 140'ıncı paragrafta var. Orada açık şekilde diyor ki; yeniden yargılama yapılmalı, infazın durdurulmasına karar verilmeli, hükümlü statüsünün kaldırılması diyor. Dördüncüsü de yargılama kararıyla ilgili durma kararı verilmesi.

Bununla kalmıyor AYM. Daha sonra diyor ki, Anayasa ve kanunlara mahkemelerin uyması konusunda bütün kamu kurumlarına görev düşmektedir. Şüphesiz ki herkes görevini bilir. Ama AYM'nin iki yetkisi var. Bir ihlalin tespiti, ikincisi nasıl giderileceğinin söylenmesi. Ama bundan hareketle kalkıp da bütün kamu kurumlarının Anayasa ve hukuk kurallarına uyması konusunda, bu mahkemeyi ikaz etmesi veya ne gerekirse yapması gibi bir hüküm...

Burada AYM tabiri caizse bir çağrı yapıyor. Bu AYM'nin görev ve yetkileri arasında yok. TBMM'ye bir nasihatte bulunması AYM'nin çok açık bir yetki aşımıdır. Bu kararın siyasi bildiriye dönüştüren kısmıdır bu.

BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ’NDEKİ OLAYLAR

İlk defa Boğaziçi Üniversitesi’ne atamalar yapılmadı. Profesyonellerin organize ettiği eylemler olduğunu görüyoruz. Nitekim Kadıköy’de gördük. Gözaltına alınanların önemli bir kısmı öğrenci değil. Dün akşamki olaylar rektör atamasını bahane ederek genişletmenin çekirdeği olduğunu görüyorum.

Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanan olayların rektörle alakası olmadığını düşünüyorum, Türkiye’de sokaklara yaymak istiyorlar. Bunlara destek verenler karşılarında hukuk, yargıyı ve güvenlik güçlerini görecek.

HDP İLE NE KONUŞTU?

Somut talepler konuşulmadı. Kendilerinin diğer partiler ile yapacakları konular ile ilgili bilgilendirdiler. Selahattin Demirtaş kararı hakkında kanaatimi söyledim. Son olarak açılan davalarla ilgili görüşlerini bildirdiler. Savcılıklar ve mahkemeler ile fezlekeler hazırlanır. Şu dava doğrudur bu yanlıştır gibi değerlendirmemiz olamaz. Komisyonun takdirindedir. Avrupa İnsan hakları Mahkemesi‘nin Demirtaş kararı benzeri olmayan bir karar. Avrupa İnsan hakları Mahkemesi diyor ki derhal serbest bırakılsın, ancak ihlal vardır diyebilir. Avrupalı bir siyasetçinin bir çağrısı gibi.

MECLİS'TE KORONA ÖNLEMLERİ

Milletvekilleri yaptıkları çalışmalar nedeniyle virüs riski altında. Türkiye genelinde pozitif çıkanların oranı 2.8, mecliste milletvekilleri arasındaki oran ise 24.3. Toplumdaki hangi kısım daha çok etkileniyorsa dikkate alınsın diyorum.