MHP'li Ahmet Erbaş: "Türk Egesi Reklamları Gibi Doğu Akdeniz ve Kıbrıs için olanını da bekliyoruz"
GÜNDEMMHP Kütahya Milletvekili Ahmet Erbaş, 2022 yılı Kültür ve Turizm Bakanlığı Bütçesi hakkında konuştu.
Erbaş konuşmasında, "Türk Egesi reklamlarından -Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı'nca hazırlanan- çok memnunuz, bu saha Yunanistan’a terk edilmemelidir. Aynı reklamların Doğu Akdeniz ve Kıbrıs için olanını da sabırsızlıkla bekliyoruz." dedi.
Milliyetçi Hareket Partisi Kütahya Milletvekili Ahmet Erbaş, TBMM'de Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldığı konuşmasında, şunları kaydetti:
GÜVENLİ TURİZM SERTİFİKASYON SAYESİNDE ALINAN TEDBİRLER...
"Turizm, parti ve siyaset ayrımı yapmaksızın öncelikli ulusal politikalar arasında yer almalıdır. Kültür ve turizm varlıklarımız, ekonomik gücümüzün önemli parçalarından biri olmasının yanı sıra, ülkemizin uluslararası arenadaki en önemli imaj ve marka değeridir.
Son 2 yılda dünyayı saran Covid-19 salgınının en çok turizmi ve hizmet sektörünü etkilediği ortadadır.
Kayıpları en aza indirmek için, ülkemizde uygulanmaya başlayan “Güvenli Turizm Sertifikasyon Programı” sayesinde alınan tedbirler salgından daha az etkilenmemizi sağladı.
Bu sektörle iç içe doğrudan etkilenen en az 100 sektör var,
Ulaşımı var,
İnşaatı var,
Gidesi var,
Tekstili var,
Teknik malzemeleri var,
İstihdama katkısı var.
BU SEKTÖRE BORCUMUZ VAR!!
Kayıt dışının en az olduğu sektörlerden biridir.
Cari açığımızın %27sini tek başına kapatıyor.
Yalnızca yurtiçi piyasada üretilen gazlı içeceklerin %24’ü turistik tesislerde satılıyor.
Kesilen büyük baş hayvanların %16'sı turizmde kullanılıyor.
Hepimiz gördük ki,
İhracat rekorları kırmamıza,
Büyüme rekorları kırmamıza rağmen Turizm olmayınca cari açığı kapatamadık,
Gayri safi milli hasılayı artıramadık.
Gerçek şudur ki,
Bu sektöre borcumuz var!
ŞANSLIYIZ Kİ...
Yalnız turizmi müsaade edelim sadece Turizm Bakanlığı yönetsin.
Mesela hastanelere Sağlık Bakanlığı’ndan başka bir bakanlık müdahale edebilir mi̇?
Turizmde hesap veren de hesap soran da Turizm Bakanlığı olmalıdır.
Turizm kalkınma planlarında yer alan fakat bir türlü hayata geçmeyen konular şimdİ tek tek hayata geçmeye başlamıştır.
Şanslıyız, çünkü sektörü bilen ve içinde olan bir bakanımız var.
Rakip ülkelerin Turizm Bakanlarına bakacak olursak
İspanya’da ekonomist,
Yunanistan’da yazılım mühendisi̇,
İtalya’da siyaset bilimcidir.
İyi yapılan işleri kim yaparsa yapsın takdir etmek gerekiyor.
Pandemide 25 milyon turist // 20 milyar dolar olan hedefimiz,
Bunca zorluğa rağmen
Bu yıl 28 milyon turist // 22 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir.
80 milyon turist // 100 milyar doları da yakında göreceğiz inşallah
Ama önceliğimiz kaliteli turist olmalı,
Ege ve Akdeniz çanağından binlerce yat geçiyor.
Marinaları çoğaltmalıyız.
Yıllarca bürokratik hantallıklarda boğulan,
İki resim ile Türkiye’yi tanıtmaya çalışan düzenden,
Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı sayesinde kurtulmamız da ayrıca takdir edilmesi gereken bir konudur.
Uçak seferi bile olmayan 140’dan fazla ülkede fuara katil manin veya x bir ülkede kimsenin okumadığı dergilere verilen reklamların çare olmadığı görülmüştür.
TÜRK EGESİ REKLAMLARI GİBİ DOĞU AKDENİZ VE KIBRIS İÇİN OLANINI DA BEKİLYORUZ
Yaşadığımız dijital çağda hazırlanan reklamlar 1,5 milyardan fazla izlenme ile Türkiye Cumhuriyeti’ne en büyük reklam rakamları olmuştur.
Türk Egesi reklamlarından çok memnunuz, bu saha Yunanistan’a terk edilmemelidir.
Aynı reklamların Doğu Akdeniz ve Kıbrıs için olanını da sabırsızlıkla bekliyoruz.
Ayrıca Turizm ajansımız, reklamlarına, kişi baş harcamanın 10 bin doları bulduğu sağlık ve kaplıca turizmini de eklemelidir.
Bu arada yabancı turist için her şey dahil sistemden ve plajlardaki çirkin iskele enflasyonundan vazgeçmemiz gerekiyor.
Türk Cumhuriyetleri arasında kurulan “Türk Devletleri Teşkilatı"ndan Milliyetçi Hareket Partisi olarak büyük mutluluk duyuyoruz.
Bir sonraki toplantıda Türk Devletleri Teşkilatı’nın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin de davet etmesi ve üye ülkelerin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin en kısa zamanda tanıması en büyük temennimizdir.
MİLLİLEŞTİRMELER ÖNEMLİ KARARLARDIR
Bu birlikteliğin aramızdakii ticaret hacimlerini de artıracağı aşikârdır.
Bu artıştan turizm de mutlaka payını almalıdır.
Bu ülkelere uçak seferlerini artırmalıyız.
Bu bağlamda gerçekleştirilen “Korkut Ata Türk Dünyası Film Festivali” de çok anlamlıdır.
İlk Milli Arkeoloji Enstitüsü ve kazıların millileşmesi çok önemli kararlardır.
Oluşturulacak “dijital arkeoloji arşivi” de tarihi mirasların gelecek nesillere aktarılması açısından çok kıymetli bir çalışmadır.
Takdirle karşıladığımız bir diğer konu ise,
1800’lü yılların başından itibaren ülkemizden pek çok tarihi eser kaç irilmiştir.
Bunların 4967’si geri getiriilmiştir.
Bu eserler, milli servetlerimizdir, teşekkür ediyoruz.
TURİZM TEKNİK LİSELERİ ÇOĞALTILMALI...
Tüm paydaşları ile insanine insana hizmet ettiği bu sektörde,
Yatırımı insana yapmanın önemi ortadadır.
Sadece 4 yıllık fakültelerin turizme ve paydaşlarına çare bulamadığı görülmüştür.
Bu nedenle Anadolu Turizm Teknik Liselerini çoğaltmalıyız.
Ekonomide ilk 10’da bir markamız yok ama dünya turizminde ilk 10’da bir markamız var.
O da İstanbul!
Gelen turist sayısında
Bangkoklar, Parisler, Londra’yla yarışmaktayız.
Dünyada 2 kıtayı birleştiren başka bir şehir yok.
Galata Kulesi tüm zamanların ziyaret rekorunu kırmış,
Kız Kulesi restorasyonu bittiğinde,
Beyoğlu Kültür Yolu Festivali̇ ve buna benzer yapılan ve yapılacak olan festivaller,
Kısa zamanda muhteşem bir eser olarak karşımıza çıkan Atatürk Kültür Merkezi̇,
İstanbul’un değerine değer katacak, 13 milyon ziyaretçiyi en az 25 milyon yapacak önemli çalışmalardır.
Amacımız turizmi 12 aya yaymak ve çeşitlendirmek olmalıdır.
Bunu yaparken Antalya’da dağa taşa muz serası için verdiğimiz teşviklerin bir kısmini da turizmciye ve turizm çalışanlarına destek olarak verebiliriz.
KREDİLER AÇMALI, DESTEK VERMELİYİZ...
Sektörün kredi limitleri doldu,
Limitlerini artırmalıyız,
KGF fonu destekli,
Özel teşvikli,
Düşük faizli krediler açmalıyız.
Mutlaka enerji desteği vermeliyiz.
Sgk primleri ile ilgili destek paketleri hazırlamalıyız.
Seyahat acentelerin tanıtım ve pazarlama teşvikleri vermeliyiz.
Kentlerin turizminin potansiyellerini arttırmalıyız.
Daha önce yine bu kürsüden defalarca deniz kum güneş üçgeninden bağımsız bir turizm anlayışına sahip olmamız gerektiğini ifade ettim.
2022, BÜYÜK TAARUZUN'UN 100.YILI'DIR...
Örneğin, Çanakkale savaş batıklerının dalış turizmine açılması çok güzel bir çalışmadır.
Milletvekili olarak Kütahya’nın Turizm potansiyelini de burada daha önce pek çok kez ifade ettim.
1071 anayolunun tapusunu aldığımız tarihtir.
1922 yılında vatanımızı elimizden almak isteyen 7 düvele, düşmana dur dediğimiz, defol git dediğimiz yerin adı da Dumlupınar’dır. Kütahya’dır.
2022 yılı Büyük Taarruz’un 100. Yılıdır. Kütahya’da çok büyük bir tören gerçekleştirmek istiyoruz.
Bu özel durumdan dolay,
Kurtuluş Savaşı’nın 100. Yılını Cumhurbaşkanlığımızın himayesinde, Kültür ve Turizm Bakanlığımız, Gençlik ve Spor Bakanlığımız ve Milli Savunma Bakanlığımız’ın birlikteliğinde çok büyük bir şölen havasında gerçekleştirelim.
Yurt içi ve yurt dışından binlerce vatan evladını burada toplayalım.
Cumhuriyetimizin 100. Yılı olan 2023 kutlamaları tüm dünyada ses getirecek şekilde olmalıdır.
Bunun provasını 2022’de Kütahya’da yapalım.
SAKLI KÜLTÜRLERİN PEK ÇOĞU KÜTAHYA'DADIR
Şehit kanlarıyla sulanan bu kutlu topraklar,
Kuruluşunun ve kurtuluşun şehri̇ Kütahya bunu fazlasıyla hak ediyor.
Unutulan Aizonaiye el atılması, kazıların 12 aya çıkarılması,
Ve millileşmesinden dolayı bakanlığımıza teşekkür ediyoruz.
Memleketimizin her köşesinde saklı kültürlerimiz var.
Bunlardan pek çoğu da Kütahya’dadır.
Örneğin, kadın kaftanları…
Osmanlı ve cumhuriyetin ilk yıllarında Kütahya gelinlik ve kaftan dikim merkeziymiş.
Hatta mevlide İnönü’nün gelinliğini Kütahya’da dikmişler.
Biz Kütahya’ya bir kaftan müzesi istiyoruz.
Ayrıca leblebinin başkenti olarak kabul ettiğimiz Tavşanlı’ya da bir leblebi̇ müzesi istiyoruz.
Ve inşaatı da uzun süredir devam eden arkeoloji̇ müzemiz bir an önce tamamlanıp kültür turizmin hizmetine sunulmalıdır.
ZANAATLARIMIZI, GEREKİRSE MÜFREDATA EKLEYELİM
Yine çok önem verdiğim bir konu
Yavaş yavaş nesilleri tükenen
Sihirli eller, yaşayan ustalar
Kimdir bunlar?
Kalaycı,
Yorgancı,
Keçeci,
Kundura ustaları,
Ahşap ustaları
Ve böyle giderse maalesef
Çini ustaları…
Son yaşayan ustalarımızda kaybedersek,
Bu değeler unutulursa,
Bizden sonraki̇ kuşaklar bu önemli̇ kültür varlıklarımızı sadece siyah-beyaz fotoğraflarda görecekler.
Seçmeli ders olarak bu zanaatları gerekirse müfredata ekleyelim.
Ustalarımızı oralarda değerlendirelim.
Çıraklığa teşvikler verelim.
Çünkü bu varlıklar kiymetimizdir.
Nesillere aktarabileceğimiz nadide değerlerimizdir.
Kültürümüzdür.
SİZLERİ KÜTAHYA'YA, TARİHİ VE TURİZMİ YAŞAMAYA DAVET EDİYORUM
Gazi mustafa kemal Atatürk’ün ifade ettiği gibi,
Milletimizin dehasının gelişmesi ve bu sayede layık olduğu uygarlık düzeyine ulaşması,
Hiç kuşkusuz ki milli kültürümüzü yüceltmekle mümkündür.
Bu duygu ve düşüncelerle sözlerime son verirken
Hepinizi Kütahya’ya tarihi ve turizmi yaşamaya davet ediyorum.
Gazi meclisi ve yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum."
İlginizi Çekebilir