Hazine ve Maliye Bakanı Nebati'den ayçiçek yağı açıklaması
GÜNDEMHazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, kamuoyunda yer alan ayçiçek yağı stoklarına ilişkin konuştu.
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, İstanbul'da bir otelde gerçekleştirilen Halkbank Üreten Kadınlar Yarışması Ödül Töreni'nde yaptığı konuşmasına 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kutlayarak başladı.
Konuşmasında son günlerde kamuoyunda yer alan ayçiçek yağı stoklarına ilişkin bilgi veren Nebati, şunları söyledi:
"20 Aralık öncesinde kur fiyatlarıyla ilgili manipülatif, spekülatif hatta ihanete varan davranışları sergileyenlerin kim olduğunu biliyoruz ve gereğini yapıyoruz. Şimdi dünyadaki gıda fiyatlarının yükselmesinden kaynaklı olarak yalan yanlış haberlerle hiçbir şekilde karşılığı olmayan, örneğin dünkü ayçiçek yağıyla ilgili kuyruklar ya da yokmuş gibi hareket etmeyi sevk edenler, 'Yağ stoku bitmiştir, gidip alın.' diye yönlendirenler, bu ülkeye sadece ve sadece ihanet ediyorlar. Bugün stoklarımızdaki ayçiçek yağı, bir şey yapmasak temmuz ayına kadar sürecek nitelikte, sayıda ayçiçek yağımız var.
Ama birileri bunun altında kalır. Türkiye bir savaş ülkesi değil, Türkiye bir tarım ülkesi. Böylesine bir ülkede sanki kuyruklar varmış gibi, yağ kuyruğu varmış gibi sanal, sonradan üretilmiş fotoğraflarla ya da bir indirim kampanyasındaki bir görüntüyü Türkiye'de kuyruk var, yağ bitmiştir gibi bir takım ihanete varan söylemlerle destekleyenlerle bir iletişimimiz olacak. Net olarak söylüyorum. Hiç kimsenin Türkiye'nin üzerinde oyun oynamasına izin vermeyiz. Ve vatandaşlarımıza çok net olarak söylüyoruz, 20 Aralık öncesi nasıl ki özellikle sosyal medyadaki bazı mahfiller tarafından yönlendirilerek döviz kurlarından ciddi bir şekilde zarar gören bireyseller ve vatandaşlarımız şunu bilin, şu anda sizi yönlendirmeye gayret edenler ülkenin çıkarına değil, ülkeye düşmanlık yapmaktadır. "
"20 yıldır bu ülkede hiç kimse fiyat artışları karşısında ezdirilmedi, bundan sonra da ezdirtilmeyecek"
Nureddin Nebati, "Zor bir dönemden geçildiği, Rusya'nın ve Ukrayna gerginliğinin bütün dünyayı etkilediği, petrol fiyatlarının son yılların en yüksek noktasına geldiği bir gün içerisinde buğday fiyatlarının her türlü emtia fiyatlarının, gıda fiyatlarının yükseldiği bir dönemde ülkede sanki bir yokluk, yoksulluk varmış gibi operasyon çekenlere karşı bizim de Hazine ve Maliye Bakanlığı olarak net bir şekilde operasyon çekeceğimizi de herkes bilsin. Böyle bir şey olamaz." ifadelerini kullandı.
Zorlukların paylaşılarak, desteklenerek, yan yana durarak çözüleceğine işaret eden Nebati, zorlukları fırsat bilerek diğerlerine çelme takmanın doğru olmadığını bildirdi.
Nebati, "Son 20 yıldır bu ülkede hiç kimse fiyat artışları karşısında, enflasyon karşısında, hayat pahalılığı karşısında ezdirilmedi, bundan sonra da ezdirtilmeyecek. Bu konuda her türlü adımı atmaya devam edeceğiz. Ama elbette ki bir zorluk yaşıyoruz ve bu zorluk bizden kaynaklanan bir zorluk değil, küresel bir zorluk. Dünyanın her ferdi şu anda bunu hissediyor ama dünyanın hangi ülkesinde birileri kalkıp ihanet derecesine varacak şekilde piyasa ile oynuyor diye sormak lazım. Ve vatandaşlarımızı bu konuda hassasiyette davet ediyorum." değerlendirmesinde bulundu.
"Dünyanın karanlığa gömüldüğü çağlarda, kadınlarımızın cesareti, dirayeti ve gayreti her döneme damgasını vurmuştur"
Bakan Nebati konuşmasında 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında, kadınların ekonomide ve sosyal hayatta bulunduğu yere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Kadınların Türk toplumu ve kendileri için öneminden bahseden Nebati, kadının tarihte adı dahi geçmiyorken Türk kültüründe, kadınların törenlerde ve kabullerde, siyasetten idari kararlara kadar birçok konuda söz sahibi olduğunu anımsattı.
Nebati, Orta Çağın en büyük seyyahı olarak bilinen İbn-i Battuta'nın Anadolu'yu gezerken, bu bölgedeki kadınların tıpkı bir akıncı gibi at koşturmakta, pazar ticaretinde ön sıraları tutmakta olduğunu ve Türklerin, kadınları erkeklerden üstün tuttuklarını yazdığından bahsetti.
Birçok Batı ülkesindeki kadınların, dönemin zorluklarına yakinen şahit olmak zorunda kaldıkları dönemlerde, Türk kadınlarının medeniyetlerin kurulma safhasına dahil olduğunu, demokrasi mücadelesinde baş aktör konumunda yer aldığını dile getiren Nebati, şunları kaydetti:
"Yakın geçmişe baktığımızda ise pek çok gelişmiş ülkenin aksine kadın hakları konusunda Cumhuriyetimiz döneminde, muasır ve reformist adımlar atılmış ve bu sayede Nisan 1930 tarihinde belediyelerde, Ekim 1933'te köy ihtiyar heyeti ve muhtarlık seçimlerinde, 5 Aralık 1934'te ise Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır.
Dünyanın karanlığa gömüldüğü çağlarda, kadınlarımızın cesareti, dirayeti ve gayreti her döneme damgasını vurmuştur. Erzurumlu Fatma, Halide Edip Adıvar, Nene Hatun, Halime Çavuş, Gördesli Makbule, Ayşe Çavuş, Nazife Kadın gibi nice İstiklal Harbi kahramanı kadınımız vatanı uğuruna gözünü kırpmadan canlarını feda etmiştir. Türk kadını, dün olduğu gibi bugün de, gözünü kırpmadan mücadelenin daima ön safhasında yer almıştır, en son 15 Temmuz'da olduğu gibi."
"Kadınlarımızın sosyal ve ekonomik hayata katılımlarını daha ileriye taşımak amacıyla birçok adım attık"
Nureddin Nebati, ülkelerin, potansiyelini gerçekleştirebilmesi için kadınların toplumsal hayatın her alanında aktif bir rol oynamasının hayati bir önem arz ettiğini dile getirdi.
Nebati, "Dünyanın en büyük 10 ekonomisinde yer alma idealimizde kadınlarımızın önemli bir role sahip olduğu bilinci ile hareket etmeye dikkat ediyoruz. Nitekim, hükümetlerimiz döneminde kadınlarımızın sosyal ve ekonomik hayata katılımlarını daha ileriye taşımak amacıyla birçok adım attık. İktidara geldiğimizde yüzde 27,9 seviyesinde olan kadınların iş gücüne katılım oranı bugün yüzde 34 seviyelerine gelmiş durumda. Ancak bu rakamları yeterli görmüyoruz. Hedefimiz bu oranı yükselterek, kadınlarımızın kalkınma hamlemizdeki payını daha da yukarıya taşımak olmalıdır ve olacaktır." ifadelerini kullandı.
Nebati, kadın işveren, esnaf ve sanatkar sayısının artması için kadınlara destek olmaya devam ettiklerini, gerek kamu bankalarının kredi programları gerekse KOSGEB, TÜBİTAK gibi kurumların destek programları ile kadınların her daim destekçisi olduklarını söyledi.
Son 7 yılda kadın işveren sayısının ikiye katlandığını belirten Nebati, şunları kaydetti:
"2021 sonu itibarıyla kadınların işverenler içindeki payı yüzde 15 seviyesine gelmiş durumda. Bu oranın daha da artması için her türlü adımı atmaya devam ediyoruz. Mesleki eğitim kursları ve işbaşı eğitim programlarımıza 2021 yılında 462 bin kişi katılım sağlarken, bunun yüzde 56'sını kadınlar oluşturuyor. Hedefimiz, bu programlardaki kadın katılımcı sayısını çok daha yukarılara çıkarmaktır. Geride kalan 20 yılda kadınlarımızın karar almada önemli ilerleme kaydedildiğini görüyoruz. 2002 genel seçimlerinde parlamentodaki kadın temsil oranı sadece yüzde 4,4'tü, 2018 genel seçimlerinde kadın milletvekili sayısı 104'e ulaştı, yani oranı yüzde 17,5'e ulaştı. Bu olumlu gelişmelere rağmen kadınlar pek çok alanda halen erkeklerin gerisinde ve pek çok sektörde erkeklere kıyasla daha az gelir elde etmektedir. Her kadının arkasında bir erkek yoktur ama her erkeğin arkasında mutlaka bir kadın vardır. Türkiye'nin yapısal bir sorunu olarak öne çıkan işsizlikten en fazla etkilenen kesimlerden biri de ne yazık ki kadınlarımızdır. 2021 yılı aralık ayı itibarıyla kadınlarda işsizlik oranı yüzde 13,7. İş gücü piyasasındaki dezavantajlı gruplar arasında yer alan kadınlara yönelik dünya genelinde pek çok uygulamaya gidilmektedir."
Nebati, kadın istihdamını teşvik etmek amacıyla atılan ve atılacak adımlar hakkında katılımcılara bilgi verdi.
Konuşmasında salgının küresel ekonomiye etkilerine değinen Nebati, "Ekonomiyi görülmemiş şekilde olumsuz etkilediği son iki yılda ekonomimiz pek çok açıdan dünyadan pozitif yönde ayrıştı. 2021 yılında yüzde 11 ile G20 ülkeleri arasında en yüksek oranda büyüyen ülke olduk. 2021 yılı aralık ayında bir önceki yıla göre 3 milyon 200 bin yeni iş imkanı oluşturduk." dedi.
"Fiyat İstikrarı Komitesi'ni aktif bir biçimde kullanıyoruz"
Nureddin Nebati, geçen dönemde tedarik zincirlerindeki sorunlarla küresel enerji ve emtia fiyatlarındaki artışların, enflasyonun dünya çapında yükselmesine neden olduğunu ve dünyanın en önemli sorunlarından biri haline gelen enflasyonun gelişmiş ülkelerde son 30-40 yılın en yüksek seviyesine ulaştığını söyledi.
Bu yükselişin Türkiye'ye de yansımasının kaçınılmaz olduğunu ve döviz kurlarındaki dalgalanmanın da etkisiyle enflasyon oranlarında artış meydana geldiğini belirten Nebati, şöyle devam etti:
"Son dönemde Ukrayna ve Rusya arasındaki gerilime bağlı olarak enerji ve diğer emtia fiyatlarındaki artış hızlanmıştır. Fiyat istikrarının sağlanması, sadece halkımızın refahının korunması açısından değil, sürdürülebilir büyümenin sağlanması açısından da kritik öneme sahiptir. Bu çerçevede, fiyat istikrarını sağlanması birincil önceliklerimiz arasındadır. Enflasyonla mücadele, sabırlı olmayı ve kararlı adımlar atmayı gerektirmektedir. Bu süreçte ilgili tüm kurum ve kuruluşlarımızla tam uyum ve istişare içinde çalıştığımızı belirtmek isterim. Bu bağlamda, fiyat istikrarının kalıcı olarak tesis edilmesine ve sürdürülmesine yönelik kurduğumuz Fiyat İstikrarı Komitesi'ni aktif bir biçimde kullanıyoruz. Geçtiğimiz hafta üçüncü toplantımızı gerçekleştirdik."
Nebati, başta hububat ve yağlı tohumlar olmak üzere gıda ve ham madde arz güvenliğinin sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla üretim aşamasından yurt içi satış ve dış ticaret dahil tüm ticari aşamalarda gerekli tedbirlerin vatandaşların lehine uygulanması yönünde adımların atıldığını söyledi.
Fahiş fiyatlarla ve enflasyonla mücadelede ortaya koydukları adımların fiyatlara yansıtılıp yansıtılmadığını takip etmenin ana öncelikleri olacağını aktaran Nebati, tüketicinin uygun fiyatlara ulaşımını desteklemek için ürün bazında fiyat kıyaslaması yapabilen, ürünlerin geçmiş dönem fiyatlarının da takip edilebildiği ve satıcı firmaların değerlendirmelerinin de incelenebileceği "Birlikten Berekete" programının hayata geçirileceğini de sözlerine ekledi. AA
İlginizi Çekebilir