© Tüm hakları saklıdır © 2020 Bizimbasin.com

Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Nebati'den Vergi Kanunu açıklaması

Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Nebati, 2009 yılında ilçe statüsüne geçen Arnavutköy’ün o günden bu yana muazzam bir dönüşüm ve gelişim gösterdiğini, büyük yatırımlarla ve bütüncül belediyecilik yaklaşımı ile ilçenin adeta şahlandığını belirtti.

AK Parti İstanbul İl Başkanlığı Ekonomi İşleri Birimi’nce İstanbul’un 39 ilçesinde düzenlenen Ekonomi Buluşmaları kapsamında, 15’inci ilçe buluşması Arnavutköy’de gerçekleştirildi.

Toplantıda konuşan Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Nebati, 2009 yılında ilçe statüsüne geçen Arnavutköy’ün o günden bu yana muazzam bir dönüşüm ve gelişim gösterdiğini, büyük yatırımlarla ve bütüncül belediyecilik yaklaşımı ile ilçenin adeta şahlandığını belirtti.

Ekonomik gelişme potansiyeli açısından birçok avantaja sahip olan Arnavutköy’ün kalkınmasını, büyümesini daha da ileri taşıyarak İstanbul’un yarınını kucaklayan yeni bir merkez olarak konumlandığını ifade eden Nebati, “Arnavutköy ilçesi sınırları içerisinden geçen Kanal İstanbul, Kuzey Marmara Otoyolu ile ilçe sınırlarında kalan İstanbul Havalimanı gibi büyük projelerle Arnavutköy’ün yakın gelecekte İstanbul’un yeni ekonomi merkezlerinden birisi olacaktır.” diye konuştu. 

Nebati, Kanal İstanbul projesinin ilçenin gelecekteki kalkınma yolculuğuna büyük katkılar sağlayacağını dile getirdi.

Kovid-19 nedeniyle 2020 yılında küresel ekonominin yüzde 3,2, küresel ticaret hacminin yüzde 8,3 ve küresel doğrudan yabancı yatırımcı girişlerinin yüzde 35 daraldığını anlatan Nebati, “Türkiye ise salgın döneminde sağladığı desteklerin etkisiyle de 2020 yılında yüzde 1,8’lik büyüme ile Çin’le birlikte G20’de pozitif ayrışmıştır.” dedi.

“2023 yılında Karadeniz gazı hanelere ulaşacak”

Nebati, salgın sürecinin tetiklediği bir diğer önemli sorunun ise enerji krizi olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:

“Küresel düzeyde fiyatları artan sadece gıda ve mallar değildir aynı zamanda enerjidir. Son dönemde enerji piyasalarında yaşanan olağandışı gelişmelerin etkisiyle beklentilerin üzerinde ve rekor seviyede bir fiyat artışı izlenmektedir. Enerji darboğazı nedeniyle dünyanın farklı yerlerindeki üretim tesislerinin kapatılmaktadır. Ülkemizde 2020 yılında yüzde 15 olan doğalgaz kaynaklı elektrik üretimi, 2021 yılında kuraklığın da etkisiyle yüzde 30’un üzerine çıkarak elektrik üretim maliyetlerinde ciddi baskılar oluşturmaktadır. Fiyatların artışında hem talep hem de arz yönlü birçok faktör etkili olurken, arz ve talep yönlü etmenlerin kendi içerisinde ve enerji kalemlerinin kendi aralarında etkileşimleri durumun şiddetini artırmaktadır. Talep artışında aşı gelişmelerinin etkisi ile ülkelerin normalleşmesi etkili olmuştur.”

Arz kısıtlarında ise OPEC ülkelerinin petrol arzını sınırlı miktarda yükseltmesi, 2015 Paris Anlaşması ve 2030 BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri doğrultusunda doğalgaz ve petrol üreticilerinin yeni yatırımlarını son yıllarda düşürmeye başlamasının etkili olduğuna işaret eden Nebati, “Devletimiz doğalgaz ve elektrik fiyatlarında makul fiyat ayarlamaları yapmaktadır. Doğalgazda yıl başından günümüze mesken abonelerine yaklaşık yüzde 19 fiyat artışı yapılırken, elektrikte yaklaşık yüzde 22 düzeyinde fiyat artışı yapılmıştır. Böylece, dünyada enerji fiyatları fahiş oranlarda artarken, ülkemizde ise maliyetlerin önemli bir oranını devletimiz karşılamaktadır.” şeklinde konuştu.

Nebati, Türkiye’nin akaryakıt fiyatlarının vatandaşa doğrudan yansımaması için de eşelmobil sistemini uyguladığını belirterek, “Buna göre, 2021 yılı 15 Eylül’e kadar brent petrolün fiyatı yıl başına göre yüzde 46 artmakla birlikte, bakanlığımız 37,4 milyar TL gelirden feragat ederek akaryakıt fiyatlarının fahiş oranlarda artmasını engellenmiştir. Bu feragatin yıl sonunda 58,5 milyar TL’ye ulaşması tahmin edilmektedir.” şeklinde konuştu.

Türkiye’nin, tedarik sorununu aşmak için pek çok araca sahip olduğunu anlatan Nebati, 2023 yılında Karadeniz gazının hanelere ulaşacağını bildirdi.

“Tüm politikalar finansal istikrarı güçlendirmeyi ve enflasyonu istikrarlı biçimde düşürmeyi hedefliyor”

Nebati, enflasyonun küresel düzeyde yükseldiğini belirterek, Türkiye’de oluşturulan tüm politikaların finansal istikrarı güçlendirmeyi ve enflasyonu istikrarlı biçimde düşürmeyi hedeflediğini bildirdi.

Salgınının etkisiyle küresel emtia fiyatlarında görülen artışların ve yaşanan kuraklığın tüm dünyada ve Türkiye’de gıda fiyatlarında artışlara neden olduğunu ifade eden Nebati, tarımsal ürün fiyatlarındaki artışların yakından takip edildiğini ve gerekli adımların atıldığını söyledi.

Nebati, gelecek dönemde, küresel talebin görece yavaşlaması ve tedarik zincirindeki sorunların aşılmasıyla birlikte girdi fiyatlarında düşüşün gerçekleşmesini beklediklerini dile getirdi.

Pek çok ülkede politika faizinin enflasyonun altında olduğunu belirten Nebati, şunları kaydetti:

"Ülkemizde enflasyon ile mücadelede para politikaları ile üzerine düşen her şeyi yapan Merkez Bankamız muhalefet eli ile karalama kampanyalarının hedefine oturtulmaktadır Nitekim Brezilya, ABD ve Avro Bölgesi gibi ülkelerde politika faizinin enflasyonun altında belirlenmesine hiç sesini çıkarmayanlar, Merkez Bankamızın, enflasyonun sınırlı olarak altında politika faizini belirlemesine karşı çıkmaktadırlar.

Nitekim bizim ligimizdeki ve bazı batı ülkelerindeki son enflasyon verileri ve politika faizlerine bakıldığında Brezilya’da halihazırda enflasyon yüzde 10,25 iken, politika faizi yüzde 6,25’tir. Meksika’da enflasyon yüzde 6 iken, politika faizi yüzde 4,75 tir. Hindistan’ta enflasyon yüzde 4,35 iken, politika faizi yüzde 4,0’tür. ABD’de enflasyon yüzde 5,4 olmasına rağmen, politika faizi yüzde 0-0,25 aralığındadır. Avro Bölgesi'nde enflasyon yüzde 3,4 iken, politika faizi yüzde sıfırdır."

Nebati, Türkiye’nin salgının etkisinden en hızlı toparlanan ülkelerden biri olduğunu vurgulayarak, uluslararası kuruluşların tahminlerini Orta Vadeli Program'a (OVP) göre güncellediğini anımsattı.

2002 yılında 36 milyar dolar olan ihracatın eylül ayında yıllıklandırılmış olarak 212 milyar dolara ulaştığını hatırlatan Nebati, “Böylece, dünya ihracat pastasından aldığımız pay yüzde 1 seviyesine çıktı. İhracattaki bu artış ile paralel olarak ihracatçı sayımız da artmıştır. 2002’de 31 bin 731 ihracatçı firmamız varken, 2020’de, 2002’dekinin 2,5 katından daha fazlası olan 82 bin 857 ihracatçı firmamız vardır. İhracatçı firma sayımızı önce 150 bine, sonra 300 bine ulaştıracağız.” diye konuştu. 

Cari açığın kademeli olarak 23 milyar dolara gerilediğini bildiren Nebati, ağustosta aylık bazda cari fazla verdiklerini, cari açığı bu yılın sonunda milli gelirin yüzde 2,6’sına, OVP sonunda da yüzde 1’ine indirmeyi amaçladıklarını söyledi.

Nebati, işletmelerin salgına rağmen sağlıklı bir şekilde faaliyetine devam ettiğini anlatarak, istihdamı da desteklemeyi sürdürdüklerini belirtti.

Meclisten geçen yeni Vergi Kanunu’na değinen Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Nebati, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Meclisten geçen yeni Vergi Kanunu ile yıllık 240 bin liranın altında olan basit vergilendirilen yaklaşık 850 bin esnaf gelir vergisinden muaf olacak. Tarımsal destek ödemelerindeki gelir vergisi kesintisi son bulacak. 4 kez verilen geçici vergi beyannameleri 3’e indirilecek. Nakit sermaye artırımında yüzde 50 olarak uygulanan kurumlar vergisi indirimi, artırılan sermayenin yurt dışından getirilmesi durumunda yüzde 75 olarak uygulanacak. Vergiye gönüllü uyum artacak.”

Nebati’nin konuşmasının ardından toplantı basına kapalı olarak gerçekleştirildi.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER