Fuat Oktay: "Ada’da bugün iki eşit halk, iki eşit, egemen, bağımsız devlet vardır"
GÜNDEMCumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, KKTC Başbakanı Ersan Saner'i Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nde kabul etti. Oktay ve Saner, ikili görüşme sonrasında bir takım açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, yaptığı açıklamada, KKTC Başbakanı Ersan Saner’i ve beraberindeki heyeti İstanbul’da ağırlamaktan memnuniyet duyduğunu belirtti.
Türkiye ve KKTC'nin sevinçte ve tasada bir ve beraber olmasının gönül birliğinden kaynaklandığını ifade eden Oktay, "Bildiğiniz gibi, ülkemiz son zamanlarda orman yangınları ve sel gibi doğal afetlerle karşı karşıya kaldı. KKTC Sivil Savunma Teşkilatı ve Orman Dairesinden ekipler ve Kıbrıs Türk Kızılayı başkanlığında bir heyet doğrudan afet bölgelerinde çalışmalarda bulundular ve dayanışmalarını gösterdiler." dedi.
Oktay, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın Manavgat’a gelerek bakanlarla yangın söndürme çalışmalarını bizzat yerinde incelediğini belirterek şunları söyledi;
"Davamız yıkılmaz, sarsılmaz ve ebedidir"
Sayın Tatar hem yangınla mücadele eden ekiplere, hem de bölge halkına moral verdi. Kıbrıs Türkü kardeşlerimiz, afette hasar gören bölgelerin yeniden inşa ve ihyasına destek olmak için kendi aralarında, tamamen gönüllü şekilde bir dayanışma kampanyası başlatmıştı. KKTC’den sivil toplum kuruluşlarının ve Evkaf Vakıflar İdaresinin de destek verdiği bu gönül hareketi, afet bölgelerinde yaraların daha hızlı sarılmasına katkı sağlayacaktır. Tüm samimiyeti ve duyarlılığı ile yangın söndürme çalışmalarına katılan, Türkiye doğal afetlerle mücadele ederken rahat uyuyamayan, dualarıyla destek veren ve bu dayanışma kampanyasına katkı veren tüm Kıbrıs Türkü kardeşlerime, Başbakan Sayın Saner’in şahsında tüm KKTC’ye tüm milletim, şahsım ve Sayın Cumhurbaşkanımız adına teşekkürlerimi ifade etmek istiyorum. Bizim milli davamız, Lefkoşa’nın derdini Türkiye’de 81 ilin yüreğinde hissettiği, Türkiye’nin bir şehrinde yaşanan sıkıntının aynı şekilde KKTC’nin her bir köşesinde hissedildiği, bir yürek yangını, bir gönül hareketidir. İşte tam da bu yüzden davamız yıkılmaz, sarsılmaz ve ebedidir. Birlik ve beraberliğimizi her alanda güçlendirmeyi ve Türkiye-KKTC dayanışma ruhunu gelecek kuşaklara aktarmayı sürdüreceğiz.
"Ada’da bugün iki eşit halk, iki eşit devlet vardır"
Bugüne kadar KKTC’ye 340 bin doz Sinovac, 10 bin 530 doz Pfizer/BioNTech aşısı tedarik ettik.Ayrıca salgından etkilenen sektörlere yönelik ek destek programlarını uygulamaya geçirdik. Bunları yaparken, ekonomik ve kalkınma iş birliğimiz çerçevesinde birçok alanda yapılan yatırımlarımızı da hız kesmeden sürdürüyoruz.
Bu hafta itibarıyla de Mali İş Birliği Protokolü çerçevesinde finansman desteği akışını da sürdürüyoruz. Önümüzdeki dönemde, kara yolları, e-devlet, 500 yataklı hastane gibi projelere ayrıca yeni Cumhurbaşkanlığı ve Cumhuriyet Meclisi binalarının inşaatı çalışmalarına hız vereceğiz.
İhtiyaç duyulan yapısal reformları tamamlamış, karar alma, uygulama ve denetim mekanizmaları en etkin şekilde çalışan; yol alan, ilerleyen bir KKTC için Türkiye olarak üzerimize düşen ne varsa yapacağız dedik ve bugün de bu irademizi yineliyoruz.
Kıbrıs’ın dış politikamızda, Kıbrıs Türkünün de kalbimizde ayrı bir yeri olduğunu her vesileyle vurguluyoruz.
Ancak bu olumlu anlayış maalesef hiçbir dönemde Kıbrıs Rum tarafından karşılık görmemiştir. Kıbrıs Türk halkının boşa kürek çekerek kaybedecek bir 50 yılı daha yoktur. Bunu da defalarca tekraren ifade ettik ve bugün de ifade ediyoruz. Ada’da bugün iki eşit halk, iki eşit, egemen, bağımsız devlet vardır.
"KKTC'nin Maraş’ta attığı adımları destekliyoruz"
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Cenevre’de sunduğu, Ada’daki iki tarafın egemen eşitliğine ve eşit uluslararası statüsüne dayalı çözümün en gerçekçi öneri olmuştur. Türkiye’nin bu öneriye desteği tamdır.
Uluslararası toplumun hiçbir şekilde uzlaşmaya niyeti olmayan Kıbrıs Rum tarafına verdiği desteği gözden geçirmesi ve KKTC’nin önerisini ciddi biçimde değerlendirmesi gerekiyor. Aksi takdirde, 2004 yılında Annan Planı'nı reddetmesine rağmen AB üyesi yapılarak ödüllendirilen Kıbrıs Rum yönetimi, uzlaşmaz tutumunu sürdürmesi konusunda teşvik edilmiş olacaktır. KKTC makamlarının Maraş’ta attığı adımları ve bundan sonraki planlarını da aynı anlayışla destekliyoruz.
Maraş açılımı tamamen uluslararası hukuka uygun adımlardan oluşmuştur. KKTC makamları yeni mağduriyetler yaratılmasını değil, mevcut mağduriyetlerin giderilmesini amaçlıyor.
"Türkiye, hem kıta sahanlığını, hem de Kıbrıs Türklerinin çıkarlarını korumaya kararlı"
Türkiye'nin Doğu Akdeniz’de yürüttüğü hidrokarbon arama ve sondaj faaliyetlerine de değinen Oktay, şöyle konuştu:
Türkiye’nin ve KKTC’nin attığı adımları provokasyon olarak takdim etmeye çalışan zihniyete seslenmek istiyorum: Türkiye, hem kendi kıta sahanlığında kendi haklarını, hem de Kıbrıs Adası'nın eşit ve ortak sahibi olan Kıbrıs Türklerinin meşru hak ve çıkarlarını korumaya kararlı olduğunu göstermiştir. Bu kararlılık aynen bugün de geçerliliğini korumaktadır.
Bugüne kadar her türlü yapıcı çözüm teklifine kulak tıkayan Rum yönetimi tek taraflı faaliyetlerine tekrar başlaması halinde KKTC'nin de kendi ruhsat sahalarında faaliyetlerini sürdürme hakkını kullanacaktır. Kimse böyle bir durumda Türk tarafını gerginliği artırmakla suçlamasın. Kusura bakmasınlar ama Kıbrıs Rum tarafının uzlaşmazlığını ve tek taraflı provokatif adımlarını cevapsız bırakmayacağız.
"Ne zaman sıkıntıya düşsek hep ana vatanımıza sarılıyoruz"
KKTC Başbakanı Saner de Türkiye'de son günlerde meydana gelen yangın ve sellerden duyduğu üzüntüyü dile getirerek hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet ve Türk halkına başsağlığı diledi.
Saner, şunları kaydetti;
KKTC ile Türkiye ilişkileri gönül bağına dayalı bir ilişkidir. Her ne kadar Ana Vatan-Yavru Vatan olarak tanımlasak da aramızdaki gönül bağı asla zedelenmemiştir. Hiçbir zaman da bunun zedelenmesine imkan verilmeyecektir. Ana vatanın sevinci bizlerin sevincidir. Aynı şekilde ana vatanımızın üzüntüsü de bizim en derin şekilde yüreklerimizde hissettiğimiz üzüntüdür. Ana vatanda yaşanan herhangi bir olumsuz olay direkt olarak KKTC'yi de etkilemektedir. İşte bu bağlamda bizim aramızda gönül bağının da ne kadar derinden hissedildiğini de buradan bir kez daha ifade etmek istiyorum.
Yangınların söndürülmesinde KKTC Sivil Savunma Teşkilatı ve Orman Dairesinden ekipler de yer aldı. Bu işi gönülden yaptık, bir katkı sağlamışlarsa bundan büyük mutluluk duyarız. Türkiye'nin her koşulda KKTC'nin yanında yer almıştır.
"Kıbrıs Türk halkının bir 50 yıl daha kaybedecek zamanı yok"
Dünyada hala birçok ülkenin aşıya ulaşamadığını belirten Saner, Türkiye sayesinde KKTC'de halkın yüzde 60'ının 2. doz aşılarını tamamlandığını ve 3. doz aşılara geçtiğini kaydetti.
Saner, aşılamanın artmasıyla ekonominin ivme kazanmaya başladığını söyleyerek şöyle devam etti;
Özellikle turizm ve eylül ayında başlayacak yüz yüze eğitim ile çok ciddi bir mesafe katetmiş bulunmaktayız. Dünyada aşıya ulaşımda yaşanan zorluklara rağmen her zaman bizim yanımızda olan, bize destek veren ana vatan Türkiye Cumhuriyeti'ne teşekkür etmek istiyorum. Bunun yanında Kovid-19 sürecinde yapılan destek ve hibeleri de unutmamız asla mümkün değil. Özellikle esnafımızın ayakta kalması adına kendilerine çok ciddi katkılar yapmış bulunmaktayız.
Akdeniz'de "Mavi Vatan" olarak adlandırılan bölgede Türkiye ve KKTC'nin doğal gaz arama çalışmalarına hız kesmeden devam edecektir. Türkiye yanımızda olduğu müddetçe hiç kimse Doğu Akdeniz'deki doğal gaz çalışmalarından bizi alıkoyamayacaktır. Kıbrıs Türk halkının bir 50 yıl daha kaybedecek zamanı artık bulunmamaktadır.
İki eşit egemen devlet temelinde çözüme giderken daha önce yapılmış olan tüm görüşmelerin ve 4 Birleşmiş Milletler (BM) Sekreterinin ortaya koymuş olduğu tüm planlar Güney Kıbrıs Rum Yönetimi tarafından reddedildi. Hatta Annan Planı'nda 'Evet' diyen taraf kazanacak 'Hayır' diyen taraf kaybedecek dedikten sonra 'Evet' diyen taraf cezalandırılmış, 'Hayır' diyen GKRY tarafı ise Avrupa Birliği'ne (AB) dahil edilmişti. İşte dünyanın bu adaletsiz davranışına artık dur demenin de bir zamanı geldiğine inanıyoruz.
Kıbrıs'ın kuzeyinde, Avrupa insan hakları kurallarına uygun bir şekilde orada mülk sahibi olan kişilerin takas, tazminat ve iade yöntemiyle mallarını gidip KKTC yönetimi altında kullanmalarının da imkanını açmış bulunuyoruz. Dolayısıyla bu çerçevede KKTC'de hak ve adaletin bulunduğu ortamda ilgili kişilerin gelip yaşamalarında herhangi bir sakınca bulunmadığını bir kez daha ifade etmek istiyorum.
KKTC Başbakan Ersan Saner konuşmasının ardından KKTC hükümeti ve sivil toplum kuruluşlarının ortaklaşa düzenledikleri kampanya sonucu toplanan 17 milyon Türk lirasını, orman yangınlardan ve selden etkilenen vatandaşların zararlarını telafi etmek amacıyla Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'a takdim etti.
İlginizi Çekebilir