Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2023 stratejisi!
GÜNDEMOptimar Araştırma Şirketi Başkanı Hilmi Daşdemir, erken seçim söylentilerine yönelik ihtimalin sıfır olduğunu belirterek, “ufukta erken seçim yok” dedi.
Başkan Erdoğan’ın 2023 stratejisi sizce nedir?
- 2021’de il kongrelerini bitirip büyük kongreyi yapmak ve genel merkezde ve kabinede revizyon yaparak 2023’e giden yolda dinamik bir ekip kurmak. Yerli otomobilin yollarda yer almasını sağlamak. Ekonomiyi toparlamak. Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin etkinliğini artırmak. Ulusal ve uluslararası anlamda yeni ortaklıklar kurmak. 2023 seçimlerinde de ipi ilk turda göğüslemek.
Optimar Araştırma Şirketi Ocak ayı içerisinde yaptığı kapsamlı seçim anketinin sonuçlarını açıkladı. Sonuçlara baktığımızda iktidar olma hevesi taşıyan Millet İttifakının ümidini kıracak bir fotoğraf ortaya çıkıyor. Ekonomik sıkıntılara ve koronavirüs tahribatına rağmen halkın hükümete güveni devam ettiğini görüyoruz. Sonuçlar muhalefetin hoşuna gitmese de Optimar Araştırma şirketinin geçmiş seçimlerde gösterdiği başarı ortada. Bu yönüyle ülkenin en güvenilir objektif şirketlerinden birisinin yaptığı anketin sonuçlarında terörle arasına mesafe koyamayan dış güçlerin planlarına gönüllü taşeronluk yapan partilerin, halkı ikna edemediğini de açıkça görüyoruz. Optimar Araştırma Şirketi Başkanı Hilmi Daşdemir’le hem son anket sonuçlarını hem de Türk siyasetinde yaşanan ve yaşanması muhtemel gelişmeleri konuştuk.
Toplum, sorunların çözümünde AK Parti'yi işaret ediyor
Yayınladığınız son anket sonuçlarına göre Cumhur İttifakının oylarını koruduğu görülüyor bu durumu nasıl açıklıyorsunuz?
- Bu durum temel olarak muhalefetin bir umut olarak görülmemesi ile ilgilidir. İktidarda 18 yılını dolduran bir parti var. Ülke son birkaç yıldır ekonomik olarak sıkıntıda, gıda fiyatlarındaki yükselişin önüne geçilemiyor. Yaptığımız araştırmalarda en önemli sorun olarak % 38 ile ekonomi % 20,6 ile koronavirüs salgını % 11,2 ile işsizlik geliyor. Ancak “bu sorunları kim çözer” diye sorduğumuzda verilen cevaplarda muhalefet partileri öne çıkmıyor. % 28,4 ile AK Parti gelirken % 18,4 ile CHP, % 8 ile HDP % 6,9 ile İYİ Parti ve % 6,2 ile MHP geliyor. Seçmen hâlâ AK Parti’nin bu temel sorunları çözeceğini düşünüyor. Bu oldukça önemli bir sebep. Hani bir şarkı var ya “derman sendedir’’ diye, aslında millet AK Parti’ye “derman sendedir, çözersen sen çözersin’’ diyor. Bu çerçeveden bakınca da AK Parti’ye yüklenen misyon var. AK Parti bu misyona göre hareket eder ve meseleler ile ilgili yapmış olduğu tespitlere doğru çözüm önerileri ortaya koyabilirse daha uzun süre iktidarda kalabilir.
Cumhur İttifakının anket sonuçlarında yüksek çıkmasının ardından bazı çevrelerin sizin araştırmalara yönelik tepkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Aslında bu konuda söylenecek çok bir şey yok. “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz’’ diye kadim bir söz vardır. Biz de yaptığımız işleri biliyoruz. 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerini bizden daha yakın tutturan bir araştırma şirketi yok. Yine 2014 Yerel seçimlerinde Türkiye Geneli ve Ankara için ve diğer çalıştığımız yerler için en iyi sonuçlar bizde idi. 7 Haziran sonuçlarında yanıldık ama 1 Kasım 2015 seçimlerinde en iyi sonuçlardan biri yine bizimdi. 16 Nisan halkoylamasında yine en iyiler arasındayız. 24 Haziran seçim sonuçları için 2014’te olduğu gibi net bir şekilde “Seçim ilk turda bitecek ve Erdoğan 51-53 arası oy alacak dedik. İttifaklar anlamında Cumhur İttifakını nokta virgül bildik, Millet ittifakında binde bir, HDP’de ise binde 5 yanıldık. Başka kimde bu sonuçlar vardı. O dönem yaptığımız bir röportajda 31 Mart yerel seçimleri için “adaylar doğru tespit edilmezse büyük bir risk var’’ dedik. Nitekim 31 Mart seçim sonuçları ortada. 31 Mart seçim sonuçlarında da en isabetli sonuçlar yine bizde idi. Dolayısı ile tepki gösterenler seçim öncesinde de tepki gösteriyorlardı. Ancak, seçim sonralarında sus pus oluyorlar. Biz yaptığımız araştırmalarda çıkan rakamları namusumuz olarak görüyoruz ve Müslüman bir Türk olarak bizim için namus kavramı önemlidir.
Oğuzhan Asiltürk’le Cumhurbaşkanımızın görüşmesi sonrası Saadet Partisi’nin Cumhur İttifakına katılması konuşulmaya başladı. Saadet Partisi’nin Cumhur İttifakına katkıları ne olur?
- Bu görüşme sonrasında biz yaptığımız Türkiye’nin Nabzı Araştırmasında bu konuyu katılımcılarımıza sorduk. % 33’ü Cumhur İttifakı tarafında yer alacaklarını belirtirken % 25’i Millet İttifakı içerisinde olmaya devam edeceklerini ifade etti. % 41’lik bir kesim ise bu konuda fikir beyan etmedi. Ben mevcut Saadet Yönetiminin Cumhur İttifakından yana tavır almasını beklemiyorum. Ancak taban açısından Oğuzhan Asiltürk önemli bir isimdir. Aynı zamanda Nedim Urhan Hoca ile de görüştü Sayın Cumhurbaşkanı, bu da önemli, bekleyip göreceğiz. Ancak, Milli Görüş tabanı açısından Yeniden Refah Parti’sinin duruşu da oldukça önemli olacaktır.
CHP’den üç milletvekilinin ağır eleştirilerle ayrılması hususunda görüşleriniz nedir. Partiyi yakından tanıyan vekillerin tenkitleri CHP’nin terörle ve dış etkilerle bağlantılı olduğu iddialarının güçlendirir mi?
- Elbette güçlendirir. Bu etkilerin artmasına yönelik sonuçları Kemal Bey de görüyor olmalı ki son dönemde dili oldukça sertleşti. Bir bakıyorsunuz milletin seçtiği Cumhurbaşkanı için “Sözde Cumhurbaşkanı’’ diyor. Bir bakıyorsunuz “AK Parti’ye oy veren öğretmenlere öğretmen demem’’ diyor. Devletin vali ve kaymakamlarına yönelik “militan’’ diyor. Bu kullandığı dil, kabul edilebilir bir dil değil. Diğer taraftan Sayın Kılıçdaroğlu’nun danışmanları da bu anlamda kendisini uyarıp “ Sayın Genel Başkan, biz yarın bu insanlardan oy isteyeceğiz bu şekilde kitleleri ötekileştirmeyin’’ demiyorlar.
Muharrem İnce’nin parti kurması durumunda CHP nasıl etkilenir?
- Sayın İnce 24 Haziran seçimlerinden hemen sonra çıkmış olsa idi. CHP’nin oylarının % 30-40’ını rahatlıkla alabilirdi. Ancak, Ankara ve İstanbul’u CHP’nin almış olması bu etkiyi belli ölçüde azaltacaktır. Yine de CHP’nin oylarının % 20 ile 30’unun Muharrem İnce’nin kuracağı partiye gidebileceğini söyleyebiliriz.
Yine Mustafa Sarıgül’ün CHP tabanına yönelik bir söylem içinde olduğu görülüyor. Sarıgül’e CHP tabanından kayma olur mu?
- Belli ölçüde olur. Hatırlanacağı üzere Sayın Sarıgül de CHP Genel Başkanlığına aday olmuştu. İstanbul Büyükşehir adayı oldu. Büyük oranda olmasa da Sarıgül’ün de CHP oylarından bir miktar alacağını yaptığımız araştırmalarda görüyoruz.
Zıt kutupları bir arada tutmaya çalışan ve sıkışmışlık yaşayan Millet İttifakının seçimlere kadar bir dağılma yaşayabileceğini düşünüyor musunuz?
- Bu dağılmadan ne anladığımıza göre değişir. Ancak, istifa eden üç vekilin iddiaları Muharrem İnce’nin eleştiri ve söylemleri de gösteriyor ki CHP belli ölçüde sıkışmışlık yaşıyor.
Aynı sıkışmışlığı Ümit Özdağ’ın FETÖ ve HDP ile ortak anayasa çalışmaları iddiaları ile İYİ Parti de yaşıyor. İYİ Parti bir taraftan CHP ile ilişkilerini devam ettirme çabası içinde. AİHM’nin kararı sonrası Yavuz Ağıralioğlu’nun net olarak söyleyemediğini dışardan getirdikleri Bahadır Erdem’e net bir şekilde söyletiyorlar. Hem HDP ile hem de CHP ile Meral Hanım’ın flörtü sürerken diğer taraftan da zaman zaman kendilerini CHP ile ayrıştırarak pazarlıkla ellerini güçlendirmek istiyorlar.
Bu çerçevede HDP ile de ilgili değerlendirmelerde bulunmak gerekirse HDP tabanında da bir memnuniyetsizlik var. Ne dersiniz bu konuda?
- HDP artık tabanını tam olarak kontrol edemiyor. Bakın biz MHP içerisindeki Meral Hanım, Ümit Özdağ, Koray Aydın ve Sinan Ogan’ın başlattığı muhalif hareketten beri yeni parti arayışlarını takip ediyoruz. Pek öne çıkmasa da HDP tabanı da huzursuz, yeni parti isteyen hatta ve hatta HDP’nin kapatılmasına destek verenler bile var.
HDP kapatılır mı sizce?
- Ben bu yıl içinde HDP’nin kapatılmasını bekliyorum. Kapatıldığı takdirde de HDP’nin yerine PKK tarafından kurdurulacak parti ancak HDP’nin oy potansiyelinin % 50-70’ini taşıyabilecektir. Kürt vatandaşlar artık sivil bir siyaset istiyor. Silahların vesayeti altında siyaset istemiyorlar.
“Bahçeli ilkelerinden taviz vermiyor"
Sayın Devlet Bahçeli’nin Cumhur İttifakının devamı noktasındaki sağlam iradesini nasıl yorumluyorsunuz?
- Türkiye Cumhuriyeti’nin bekası ülkemiz üzerinde emelleri olan emperyalist güçlere karşı bir duruş olarak değerlendiriyorum. Bu konuda da MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli oldukça kararlı bir duruş sergiliyor. Hükümete katılabilecekken katılmıyor ve bu meseleleri pazarlık konusu yapmıyor. Bu çerçevede bakınca da Sayın Bahçeli’nin “Önce ülkem ve devletim, sonra partim sonra ben’’ ilkesinden taviz vermediğini görüyoruz.
MHP, İYİ Parti’ye kayan tabanını kendisine çekmek için neler yapabilir?
- Çok bir şey yapamaz. Oraya kayanlar içerisinde bazı milletvekilleri MHP’ye geçecekler. O süreçte de tabandan bir kısım FETÖ ve HDP ilişkisi üzerinden bir değerlendirme yapacak ve bir kısmı MHP’ye geçecek bir kısmı da İYİ Parti içerisinden kopanların kurduğu partiye geçecek.
Toplum, Davutoğlu ve Babacan’ı samimi bulmuyor
Sizin araştırma sonuçlarına baktığımızda Gelecek Partisi ve Deva Partisinin toplumda bir karşılık bulamadığını görüyoruz. Halk niçin benimsemedi yeni partileri?
- Toplum bu isimlere öncelikli olarak Tayyip Erdoğan ve AK Parti’ye ihanet etmiş gözüyle bakıyor. Diğer taraftan bu isimler AK Parti içerisinde oldukları dönemde bir eleştiri getirememişlerdir. Bu sebepten dolayı seçmen samimiyet görmüyor. Destek de vermiyor. Samimiyet siyasette her şeydir. Millet, samimiyeti hissetmekte ustadır.
Özellikle Davutoğlu Türkiye’yi yönetme iradesinden öte Erdoğan’a zarar verme psikolojisi içerisinde bir portre çiziyor. Hırs siyaseti diyebileceğimiz bu tutum hakkında ne dersiniz?
- Sizin de sorunuzda belirttiğiniz gibi sayın Davutoğlu zeki bir adam ama onun bile hırsı aklının önüne geçiyor. Yaklaşım ve söylemi de temel olarak kişisel meseleler. O sebepten dolayı da toplumda bir karşılık görmüyorlar.
İlginizi Çekebilir